Evcilik Programları
Format şu: Bir anne, yedeğinde delikanlı; karşısında ip gibi dizilmiş gencecik kızlar.
Bir: Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde develer tellal iken, pireler berber... Ekranda anne, bebeklikten bir türlü kurtulamayan oğluşunu tıngır mıngır toparlamaya çalışırken, elediğini sandığı bir genç kız kendisine hitaben: Oğlunuza bir diyeceğim yok muhtemelen babasına çekmiş lakin, bu anneyle zaten olmaz.'' deyip geçti gitti. Şimdi bir anne, herşeyden önce bir insan olarak ne düşünmeli ? Ekrana çıkan medeni cesaretli annenin düşürüldüğü durum mu, oğlanın mahçup ve bağımlılık belirtileriyle dolu bakışları mı, seyirlik çerez ya da konu mankeni durumuna düşürülen kızlar mı, toplumun bir kesimi olarak bu tür proğramlara pirim verip izleme gafletine düşen bizler mi ?
İki: Sorulardan, eleme aşamalarından tutun tüm merhalelerde karşılıklı aşağılamalar, bir tarafı yüceltici öte tarafı küçük düşürücü bir sürü kuru gürültü.
Üç: Kız annesiyle kız değil, erkek tarafı beğen yapıyor ya da uğurluyor. Erkek egemen toplumun dışa vurumu.
Kanımca bu durum değerlerimizin aşınması, emtiyanın hakimiyeti, ekrana ve objektiflere duyulan çılgınca ilgi, dedikoduya tevessül ve başka hayatlardaki yıkımları görerek kendi içindeki enkazları kaldıramama cesaretsiziliğini perdeleme oluyor.
Yapmayın, reyting uğruna bu necip milletin kızlarını, delikanlılarını batı taklidi programlarla heder etmeyin. Ekonomik alanda geri kalmışlığımızın baş sorumlusu taklitçilik ve montaj illetini aşamamamızdı. Yavaş yavaş bağımlılıktan kurtuluyoruz, savunma sanayimiz öncülük ediyor. Bu tür proğramlar da toplumsal yıkımı ve geri kalmışlığı uyduruk, bize uymayan ve en önemlisi bireylerin, gençlerin kim olursa olsun özgür iradeleriyle eş ve iş seçimine müdahale oluyor. Bu bir darbedir, gençliği ülkede kaar almaya davet edenlere hakarettir. Seçeceği kızı kalbine, tanıma dönemine değil de annesinin gözlerine bakarak kakar veren bir gençlik ülkeyi yönetirken kimin, kimlerin gözlerine, ellerine bakacak düşünün lütfen.
*** Evet Zinciri ***
Yaşadığımız evde, oturduğumuz mahallede, ikamet ettiğimiz muhitte ayırımsız herkese gidelim. Varsa sorunlarına çare olalım. Çok dinleyip az konuşalım. Akrabalarımızdan, komşularımızdan saadet zincirleri gibi ''Evet Zincirleri'' örelim. Öreceğimiz şeyin birlik, beraberlik, huzur ve kardeşlik ağı olduğunu lisanı hal ile anlatalım. Kardeşine anlat, eşine anlat, arkadaşına anlat, işçine, patronuna anlat. Ev sahibine, eve gelen elektirikçiye, muslukçuya... sana bakıp bayrak asan karşı komşuya bir bayrak hediye et. Diyalize giden emekli albayı taşıyan sedyeye bir el at, hayırcı terziye kesilecek, biçilecek giysileri al git, elbise bahane sohbet şahane... Belediye çalışanlarına çay, kurabiye indir , bakkalın AVM eleştirisine cidden katıl. Birbirimizi dinleyelim, biri bizi dinliyor, bu ülkeyi birileri hep gözetliyor.
Biz ''EVET'' i gözetiyoruz, siz kendi tercihinizi; 17 Nisan'da hepimiz kendimiz olarak kalacağız. Rabbim utandırmasın.