Bugün Bayram
Eskiden nasıl kutlanırdı bayramlar? Bizi biz yapan geleneklerimiz, göreneklerimiz ve âdetlerimiz nasıl yaşanırdı bayram sabahları? Nasıl bir mutlulukla dolardı içimiz ve özellikle biz çocuklar nasıl sevinirdiko zamanlar?
70’li yıllarda doğan akranlarım ve benden büyüklerim, elbette bu sorularımın cevaplarını bileceklerdir. Kendi adıma, bugün de ailemle birlikte bayramların değerini bilerek, tüm geleneklerimizi ve göreneklerimizi, tıpkı eskiden olduğu gibi yaşayıp yaşatsam da… Herkes sanırım benimle hemfikirdir ki, daha farklı ve mutluydu eskiden bayramlar…
Bayram namazını niyaz ettikten sonra evimize döner ve maaile erkenden toplanırdık biz. Dedelerimizin, babamızın, annemizin ellerini öpmek için hepimiz büyükten küçüğe doğru dizilir, birbirimizle kucaklaşıp bayramlaşır, yaş aralığı fazla olmayan kardeşler ve kuzenler arasında el öptürme şakaları yapılır, sonuçta günümüzdekine hiç benzemeyen bir bayram sevincini doyasıya yaşardık tüm aile üyelerimizle birlikte... Arkasından komşu ziyaretlerine gidilir, bol bol şeker tüketilir, tertemiz mendiller içindeki harçlıklar ise mutlaka mahalle bakkalında harcanırdı.
Bayramlar, birlikte olmak demekti çünkü o yıllar. Tatile çıkmak, bir yerlere gitmek, güneye kaçmak kimsenin aklına gelmezdi. Coşkuyla kutlanır, anlamlarının ne denli değerli ve yüce olduğu herkesçe bilinirdi.
Yeni giysilere kavuşmak demekti bir de bayramlar. Yeni alınmasa bile temiz olmasına mutlak özen gösterilir, pırıl pırıl uyanırdık bayram sabahlarına…
●●●
Bizi biz yapan değerlerimizi içimizde yaşatıp, dinî vazifelerimizi yerine getirdiğimiz sürece… Bayramlarımızı da olması gerektiği kutlamamız elbette mümkün biliyorsunuz günümüzde. Son yıllarda, bu değerlerimizin yeniden hatırlanması ve yaşatılmasını önemsiyorum bu yüzden. Geleceğe umutla bakıyorum.
Ama öte yandan, İslâmiyet’in şartlarından olmasına rağmen Allah adına ‘kurban’ kesilmesini eleştiren, hatta çağ dışı bulan mâlum kesimlere acımaktan da kendimi alamıyorum.
Çünkü aynı kesimler, İspanya’da sırf zevk ve eğlence olsun diye öldürülen boğalara, Norveç ve İzlanda’da gelenek adına katledilen balinalara,Çin’de her yıl ortalama 20 milyon köpeğin canına kıyıldığı sözde festivaleya da Kanada’da kafalarına sopa ile vurularak vahşice öldürülen foklarakarşı seyirci kalıyorlar. Hiçbir tepki vermiyorlar. Sonra da gelip benim dinîvecibelerime ve ibadetime karışıyorlar. İşte bu, kabul edilemez!
●●●
Bu arada, bildiğiniz gibi dinimizde, kurban kesmenin de elbette bir takım şartları ve gereklilikleri var. Yeri gelmişken, kurban kesimi sırasında nelere dikkat edilmesi gerektiği konusunda da birkaç cümle söylemek isterim.
İslâm’da kurban kesmek kadar kurbanı kesen kişi de çok önemlidir. Mümkünse kişi kendi kurbanını kendisi kesmeli veya Müslüman ve ehil olan bir kimseye vekâleten kestirmelidir. Kurban eziyet vermeden yatırılmalı ve diğer hayvanların gözü önünde kesilmemelidir. Sol tarafı üzerine Kıble’ye çevrilmeli, ayaklarından üçü bağlanmalı ve üstte kalan sağ arka bacağı serbest bırakılmalıdır. Kurban bu usul ile bağlanıp, üç defa teşrik tekbiri getirildikten sonra "Bismillahi Allahü Ekber" diyerek, hayvana acı çektirmeden, tek hareketle ve mutlaka çok keskin bir bıçakla kesilmelidir.Kurban keserken besmele çekip niyet etmek unutulmamalı,kurban kesildikten sonra da şükür namazı kılınmalıdır.
Evet, bugün bayram… Kurban Bayramı…
Eskiden olduğu gibi, bugün de tüm değerlerini ve vecibelerini yerine getirerek muhabbetle kutluyorum bayramınızı… Tüm İslâm âlemine hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Ama bir dileğim daha var.
Bayram tatili boyunca, trafik kurallarına kayıtsız şartsız lütfen uyalım. Bu kuralların bir ‘tavsiye’ değil, uyulması ‘zorunlu’ hükümler olduğunu unutmayalım. Birlik ve beraberliğimiz, neşemiz ve mutluluğumuz bozulmasın. Bayram sevincimiz bâkî kalsın.