Bu Kez de Yanılmadım, Ama Bu Beni Korkutuyor

Referandum arefesi iç ve dış siyasette yaşananlar yakın gelecek adına beni bir hayli tedirgin etti.

Daha önce bahsettiğim Arap baharı ve onun devamı olayların Sünni İslamın tasfiyesi olduğu gerçeği artık gün yüzüne çıktı.

Genel anlamda olan bütün değerlendirmelerimin haklı çıkması beni de tahminlerim adına ürküttü.

Gelecek olan kaos rüzgarı sadece dindarları değil, bu coğrafyada yaşayan her kesimi derinden etkileyecek.

ABD ve ortakları son otuz yıllık ılımlı, radikal tüm İslami yönetim anlayışından vaz geçtikleri gibi radikal unsurlar üzerinden yapacakları kışkırtmalara da ihtiyaç duymayacaklar.

Mısır özelinde ve dünya genelinde Müslüman Kardeşlerin terörist ilanı arefesine gelinmesi, bizde İslamcı kimlikli hükümete ve onun liderine karşı gözden ırak düzenlenen operasyonlar ve daha ilginci ılımlı İslamın dünya temsilcilerinden olan Gülen hareketinin darbe kalkışması bu tezimi güçlendiriyor.

Aslında muhataplarının birbirinden farklı algıladığı referandum süreci ile ilintili beka sorunu, yaşayacağımız kaosun habercisi olacak.

Dindarlar seksen yıllık inkarın reddi anlamında, Atatürkçüler ve ulusalcılar temel doktrinlerin iptali ve yaşam alışkanlıklarının reddi anlamında mücadele ederken , Devlet Beyin ne gibi bir  kaygı ile referanduma destek veriyor bence muamma.

Bir çok kesim tarafından iddia edildiği gibi olası bir bölünme teorisi asla Recep Tayyip Erdoğan eli ile olmayacak.

Aslında bu senaryonun uygulanması karşısındaki en büyük engel olarak görülebilir.

Bu nedenden dolayı dış dünyanın Türkiye’yi yalnızlığa itmesi çok uzun zaman önce kurgulanan fakat neticelerini yeni veren olaylar zinciri içerisinde oldu.

Bizim bazı dar kalıplara sıkışmış siyasilerimiz bu sıkışmışlığı lehte veya aleyhte değerlendirseler de kazın ayağı öyle değil.

Çokça dikkat çektiğim bu konular daha önceki analizlerimde yer almaktadır.

Eğer başkanlık sistemi geçerse ki öyle görünüyor, derhal Türkiye seçim barajını sıfırlamalı ve meclisin gücünü yönetenlerin yardımına vermelidir.

Güçlü meclis, güçlü başkan belki bize biçilen sonu değiştirebilir.

Aksi halde bu toplumsal bölünmüşlük psikolojik bölünmüşlüğe dönüştü.

Taraflar kendilerine oynanan oyunu göremeyecek hale geldi.

Herkesin kaygısı kendi ile alakalı olunca bütün dağılmaya başlar.

Bana göre çok gerekli olmasa da yaşayacağımız referandum sonucu şimdiden her ihtimali ile planlanıp hazırlıklı olunmalıdır.

Büyük İsrail projesi olan Başkan Trump, İsrail için tüm dünyayı yakmaya meyyal görünüyor.

Belki de ondan aldığı cesaret ilave olarak petrol, pardon dış işleri bakanı olan Rex Beyin son gelişi ile kızışan Barzanistanın bağımsızlığı ve Türkmen şehri Kerkük’ün işgal olayları başımıza yeni açılacak olan gailelerin habercisi.

Belki de Urfa’dan bakınca görünen Kamışlı, Tel Abyad petrol pompaları Exxon şirketini hay Allah yanlış oldu, ABD’yi Kuzey Suriye Kürdistan’ı için gayretlendirmiş olmalı.

Eğer azıcık kalan birlik ve dayanışma gücümüzü de bu kampanyada tüketirsek dünkü refiklerini terörist ilan edenler bize neler yapmaz?