Bu bir bilgilendirme değil aynada kendine bakma yazısıdır

25 Tem 2017 - 12:56 YAYINLANMA

Dün akşam film izleyelim değişiklik olsun dedik ve “Sahipsiz Çocuk” isimli 2014 Sırbistan/Hırvatistan yapımı bir film izledik. Film 1988 yılında Belgrad’da bir ormanda, kurtlarla yaşayan 10 yaşlarında bir çocuğun bulunması ve insanlarla yaşama sürecini konu ediyor. Gerçek bir hikâyeye dayandığı da belirtiliyor. Çocuk pek çok kritik aşamayı insanlarla beraber geçirmemesine rağmen yine de sosyal yaşama uyum sağlayabilir hale geliyor. Ancak savaş nedeniyle alıştığı topraklardan ayrılmak zorunda kalıyor.

Film savaşın çocuklar üzerindeki etkisi, parçalanmış aile çocuklarının yaşadığı zorluklar, akran baskısı, sevgi, bağlanma gibi insana dair duyguları ve olayları çok güzel işliyor. Her anı, hem küçük oyuncuya hayranlık duyarak hem de içimiz burkularak izledik.

Ama bununla beraber film boyunca beni rahatsız eden ciddi bir korkumun olduğunu, çocuk ne zaman tanıdığı tanımadığı insanlarla yalnız kalsa acaba cinsel saldırıya mı uğrayacak şimdi diye korktuğumu farkettim. Filmin her sahnesinde çocuğun başına bir şey geleceği endişesiyle kahroldum.

Ben de mi anormallik var diye düşündüm. Neden aklıma hemen cinsel saldırıya uğraması geliyordu? Filmi izlemeden önce, küçük yaştaki çocukların evlendirilmesi, cinsel tacize uğraması ile haberleri okuduğumu hatırladım. Sadece o güne has bir durum da değildi üstelik. Her gün bu acı haberleri okuduğumu düşününce…

Hemen hemen her gün pek çok çocuk cinsel istismara uğruyor ve artan olayları seyirci gibi izliyoruz. Cinsel saldırıya uğramaları ile ilgili haberlerin sayısı da alıp başını gidiyor. Bazen bir cinsel istismarcının bir okula görevli olarak atandığını, bazen de bir cinsel istismarcının görmezden gelindiğini duyuyoruz, görüyoruz ve korkuyoruz. Yaş, cinsiyet, inanç, sosyal statü de fark etmiyor. Ormanda kaybolan ve şehre dönen bir çocukla ilgili film izlerken bile en büyük endişem her an cinsel saldırıyauğrayabileceği olabiliyor artık. Anne babalar olarak düşünmeden önlem almadan edemiyoruz.

Bazen cinsel istismardan nasıl korunabileceği ile ilgili bilgiler paylaşıyorum. Ama aslında istediğim korunmayı öğretmek değil bu insanları, bunu meşru ve kabul edilebilir gören zihniyeti ortadan kaldırmak. Ben bir psikolojik danışman olarak travma yaşarken, toplumun geri kalanını siz düşünün.

Bazı ülkelerde insanlara saldıran hayvanlar bile uyutulurken çocuğa cinsel saldırıda bulunanlar bunu meşru görenleri ne diye dolaştırıyoruz toplum içinde ne diye onları çocukların yanına salıyoruz ki?

Ben bireysel olarak elimden geleni, anlatarak, bilinçlendirmeye çalışarak yaparım ama bu sonucun, bu toplumsal acı ve travmanın  asıl sorumlusu kimdir?

 

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: