Bize Neler İyi gelecek?
Zaman çok hızlı aksa da yazdıklarımız tarihe düşülen notlardır.Çok yakın aylar denecek kadar yakın geçmiş zamanda yazdıklarıma şöyle bir göz atınca ürperdim.Kaleme aldığım konuların çoğu tüm ikazlarımıza rağmen tahakkuk etmiş görünüyor.Bizim tüm karşı tedbirlerimize rağmen çatıştığımız yada çatışmaya zorlandığımız dünya galip gelmeye başladı.
Garip olan nevzuhur bir devlet olamamamıza rağmen tüm bu olaylar karşısında aldığımız palyatif tedbirler.Bunlarda şimdiki sonuçları doğurmakta dış dünyaya bir hayli yardımcı oluyor.Yakın zamandan başlarsak Barzani’in referandumunda aldığımız tavır neticesi Obama ile görüşebilmek için yan yan kıçının üstünde sürünen görüntüleri hala hafızamızda canlı duran Irak Başbakanı İbadi Irak Kürdistanı diye bir bölgeyi bırakmayacaklarını tamamen coğrafyadan sileceklerini söyledi.ABD’nin tam etkin olduğu bu devlette peki bu alanı kim dolduracak sorusuna verilecek cevap ne olurdu?
Güneyimizde bizimde dahlimizle başlayan lakin kontrol edemediğimiz olaylar neticesi oraya yerleşen güçler alnımızın ortasına vururcasına PYD’yi Astana’ya davet etmekten imtina etmiyor bir de bizimle aynı masaya oturtmaya kalkıyorlar.AB’nin dayatmaları, özellikle Alman bankalarının kredi musluklarını kısacakları iddiaları tam bir kuşatma halini doğuruyor.Türkiye içerisinde cereyan eden yıkıcı ve bölücü faaliyetler şimdilik her ne kadar kontrol altına alındı ise de bunun harici destekçileri elbette boş durmayacak.İktisadi olarak piyasalarda yaşananlara göz atacak olursak millet bir şekilde boğazından sıkılmaya başlandı bile.Özellikle faize karşı bankalardan alınan sözlere rağmen iki kamu bankasının aykırı faiz belirleme isteği biraz düşündürücü.
Şimdi kısmen ve üstünkörü üzerinden geçerek bahsettiğimiz bu kara tabloya karşı hiç mi çıkışımız yok?Elbette var.Biz bittiğimiz anda millet olma şuuru ile kurtuluşu gerçekleştiren bir milletiz.
Siyasette tüm tıkanıklığı açma gayretlerine rağmen Devlet Beyin partisi MHP tüm delikleri tıkayarak siyaseti sıkıştırıyor.Tüm bu hamleler benim daha önce iddia ettiğim sonuçları artık doğurmaya başladı bile. Bu yaşananlara rağmen Ak Parti yeni bir soluk alma alanı olarak metal yorgunluk üzerinden yenilenmeyi vaad etse de şimdiye kadar olanlar bu alanda pek bir şey yapılamayacağını bize gösterdi. Üstelik bu değişim dediği konuyu olması gereken alanda değil de en son olması gereken vitrinde yaptığı için parti tabanı yapılanlara çok anlam veremiyor.Teşkilatları ele geçiren AKP’liler oradan temizlenmedikçe bu değişim halk nezdinde karşılık bulmuyor görünüyor.
CHP’ye baktığımızda hala Ak Partinin dümen suyunda yalancı pehlivan gibi peşrev çekmekten vaz geçmedi.Biraz umut uyandıran adalet yürüyüşü yerini yeniden karamsarlığa bırakmış görünüyor.
Siyasetin beklenen yeni oyuncusuna gelecek olursak, yukarıda saydıklarım konusunda henüz belirgin önermeleri halkla paylaşılmamış olsa da tüm mevcut siyasi aktörlerin durumuna karşın yeni bir soluk olacakmış yada mevcutları kendine getirecekmiş hali gözleniyor.Bizim öğrendiğimiz kamuoyu yoklamalarında hatırı sayılır yer edinen İyi Parti belki çok yakın gelecekte vaz geçilmez olduğunu zannedenlerin kendilerine gelmelerini sağlayacaktır.Cumhurbaşkanının % 50 + 1 hedefinin ne kadar gerçek olduğu bu dönemden sonra kendini gösterecek.
İzmir özeline gelecek olursak, il başkanlığı ilan edilen Yıldırım Ulupınar İyi Parti adına çok yerinde bir seçim oldu.Kulağıma gelen İzmir’e özel taban yoklamaları yerel seçimlerde İzmir’in farklı bir parti ve belediye başkanı tarafından yönetileceğini gösteriyor.Umarım son gelişmeler herkese iyi gelir.