Bir Siyasi Konuk, Bir Siyasi Analiz
Birkaç gün önce İzmir Medya Platformu CHP Genel Sekreteri Prof. Oktay Sındır’a konuk oldu.
Bizim siyasiler hakkındaki görüşümüzü güçlendiren bir sohbet oldu.
Bir vakit içerisinde aktif siyaset yaptığım Ak Partinin son dönemde yerelde kadroları itibarıyla bana göre benim anlayış çizgimin dışına çıkışını seyretmek onlardan uzak durmamı sonuç vermişti.
Neredeyse İzmir’de vekiller dahil tamamını tanıdığım bu siyasi akım Türkiye’yi yönetme iddiasında , liderin aklı dışına çıkmaya gönüllü olmayan ve bunu yerel ve genel ranta çevirme çabasındaki bireyselleşmiş siyasilerin cirit attığı alana döndü.
Bu ise istişare kanallarını tıkadığından bir kişinin basiretine bizi teslim ediyor.
Kendi iktidarları olmayan belediyelerde bile Ak Partili meclis üyelerinin imar v.b. komisyonlarda CHP’li Belediye Başkanları ile çevirdikleri fırıldaklar artık ayan olarak tüm herkesin gözü önünde saklamaya bile ihtiyaç duyulmadan yapılıyor.
Ve yahut kamu kurumları ile adı anılan eski yeni siyasetçiler.
Karayolları denince meşhur nam eski il yöneticisi, yada imar rantı denilince adı tereddütsüz söylenen meclis üyesi veyahut kamu hastanelerinde görevli yakın akrabaları sayesinde başlattığı medikal faaliyetlerde otorite olan eski yöneticiler.
Tam bunlar ne olacak derken, İzmir gibi bir şehirde iktidar olan bir parti üst düzey yöneticisi de kendisini ifade etme şekli ile bizi hayal kırıklığına uğrattı.
Belki de makul olarak kendi iddiası olan iletişim kanallarının tıkalı olması nedeni ile kendilerini halka anlatamadıkları savı ciddiye alınabilir lakin, biz dahil mevcut onları dinlemeye ve anlatmaya hazır kanallarda dahi somut bir projelerinin olmaması çok şaşırtmadı.
Kendilerini daracık bir fanusa sıkıştırmak dışında proje olabilecek çözüm üretmek üzere olan sorularımıza tatmin edici cevap alamadık.
Yaptırdıkları kamuoyu tepki ölçüm anketleri bile bu muhteremleri ateşlememiş anlaşılan.
Hatta İzmir’de bize düşman olmaları ve iletişim kurmamalarına çok anlamlı cevaplarda alamadık.
Yani yakın gelecekte mevcut iktidara karşı umut olabilecek bir şey ortaya koyamıyorlar.
Belki hükümet ile kapalı kapılar ardında bir şeyleri kotarıyorlar lakin tüm bunlar yinede hükümetin bir lutfu olarak kamuoyuna sunuluyor.
Kim ne derse desin yerelde ilişkilerini bu kadar yakın takip ettiğimiz çorbacı, galerici bilumum zevattan oluşan iktidar partisinin eski ve yeni yöneticilerinin zenginliği sorgulandığında çok da anlamlı olmayan büyümeler, o kesimde sesi çıkanları mutlu edebilir ama bizim gibi emek verenleri huzursuz ediyor.
Tüm bunlara bakarak özelde İzmir’de ve genelde tüm yurtta umut olması gereken bir siyasi partinin de çok anlamlı siyaset üretememesini görmek üzücü.
Yurt içi ve yurt dışında bu kadar sorun varken Sayın Bahçeli’nin çevirdiği Bizans entrikaları dışında ortada bir şey olmaması ve hatta tüm ülke olarak egemen güçlerin rüzgarında sürüklenip savunma stratejilerinde bile tıkanmamız gayet normal olsa gerek.