Belediye Başkanlarının İstifası
Daha önce benzerleri başka gerekçelerle yaşanmış olabilir; gündemdekinin niteliği farklı olduğunu düşünüyorum.
Doğanın “öncülüğünde”; yaşam ve uç öbeğinde halk olmak üzere kurulan organizasyon yönetiminin adı, diğer meşhur tariflerinin önünde siyasettir. Bu ifade siyasetin evrimini, geldiği noktayı da içeriyor. İfadenin aşkın anlamı ise Rab/Rabbani sistemdir.
Demokrasinin evrimi sürüyor. İnsanlık kurduğu yönetimsel organizasyonları, temsilcilerini seçerek dönemsel, denetimli olarak kendini yönetmenin eksikliklerini çözerek ilerliyor.
Seçilmek için seçime katılanlar, seçmenlere ulaşmanın giderek artan zorluklarını aşabilmek; seçmenlerin organizasyon gerektiren ihtiyaçlarını ya da onlara verilen sözleri gerçekleştirebilmek; seçildiği ilk günkü gibi hizmet canlılığını sürdürmek demokrasinin hala çözemediği sorunlar arasındadır.
Yakınıldığını çok işittik, işitiyoruz: “Seçilen, makam/mevki elde edenler; seçim günü gelip, en güzel yüzlerini/maskelerini, en iştahlı hizmet etme aşklarını/ hamaratlıklarını, en alçak gönüllü tutumlarını gösterip; seçildikten bir müddet sonra, rıhtımdan ayrılan bir gemi gibi gösterdikleri kimliklerinden uzaklaşıp, protokol adalarına iltica ederek, bir daha diğer seçim öncesine kadar aynı tevazüyle görülmüyorlar.”
.jpg)
Belediye Başkanlarının istifası ile ilgili görselsonucu
Siyasi Partiler bedenlere gömülen ruhlar misali, teşkilatlarıyla halkın içinde olmalılar. Halkın kendisi olmak, benliğe karşı sürekli çaba gerektiren zorluktur. Halkı temsil etmek, ten kemik bütünlüğünü andırır. Uzaktan, engeller arasından, korumalar duvarlarından halkla beraber olunmaz. Güncel konu; bu hususları yerine getirmeden, halkçılık yapmak,yaptığını savlamak, yapay zekayı insan kılmak gibi olanaksızdır.Yanı sıra halkla beraberliği, halkçılığı tüm başarılarına rağmen sürdürebilmek insan tabiatına, benlik duygularına galebe çalmak, insani başarıların özüdür.
Siyasi teşkilatlar bu yüzden profesyonel idarecilerden mümkün olduğunca uzak durmalıdırlar. Seçmene benzeyen, seçmen gibi kendi emeğiyle yaşamaya çalışan parti kadroları oluşturmak. İktidar ortağı olunduğunda ya da iktidar olunduğunda sürdürmek, zorluğu giderek artan “dik yokuş” tur.
İnsanın başarısı, makamı arttıkça bu yokuşun dikliği artar; seçilmiş emanetçi, kayıp düşmemek için evrimleşip tırmanıcıya, “kartal” olmaya özenir; kendini yükseklere öyle kaptırır ki yükseklere adanır; toprağı unutur, ta ki gömülünceye kadar. “Mürşit uçmaz mürit uçurur”; benlik, örgütte, teşkilatta, organizasyonda kanserli/ uç vermiş ilmiktir.
Ak parti de makam sahiplerinin çokça söylediği, “Bu makamlar geçici, içinizden biri olarak burada verilen görevi sürdürüyorum; önemli olan göreve, size, millete sadakattir” sözler; makam, mevki elde edildiğinde üstüne başarı katıldığında, makamları kendiliğinden, olgun meyvenin dalının sarsmadan kopması gibi bırakmak siyasi ermişliktir. İtiraf edelim “iman edenler çok azdır” ayeti gibi bu tür hizmetkarlar da çok az.


İkinci olarak, seçilen Belediye Başkanları iki türlü yüksek sorumluluk taşımaktadır. Biri, onu aday gösteren parti ve teşkilatları; diğeri, seçmenlerine karşı sorumlulukları. Demokrasiyi geliştirmek, inancı artırmak adına seçilen Başkanlar (Bakanlar, millet vekilleri, meclis üyeleri, İl-ilçe başkanları…) sayageldiğimiz başlıklar altında, teşkilatlarınca performans, denetim kriterleriyle sürekli gözetilmek durumda oldukları herkesçe bilinsede gerektiğinde teşkilatın ilgili birimlerinin “istifa önerileri” hazmedilmemektedir.
Bu tür teşkilat karalarıyla ön almaların gerçekleşmesi; Sivil Toplum Örgütü olan Siyasi Partilerin, seçilmiş temsilcilerinin, devlet memurlarının güven yozlaşmalarını; halktan, seçmenden uzaklaşmalarını; halkın, seçmenin güncel sorunlarına acil, basit çözümler üretmemelerini; makam itibarını kanıksamamalarını; şatafat, lükse, övgüye, itibara kanmamalarını;alçak gönüllükten uzaklaşmamalarının sağlamanın yöntemleri bulunacaktır.
Ak Parti sözcüleri, propagandistleri demokrasiye güveni artırıcı bu tür ön almaları, halkımıza amaçlanan hedefler doğrultusunda gerçekleştirdiklerini anlatmaları, süreli ve yakıcı görevdir. Aksi takdirde karşıt görüşlülerce konu, “anti demokratik, buyrukçuluk” savlarına kolaylıkla kaydırılıp olumsuzluk devşirilebilir.