Anayasa Değiştirilmesin

Etrafta dönen hadiselere bakınca görünen, siyaseten bu kanunun muhataplarının başına örülen çoraplar.

İç ve dış istemezükçüler yada cemaatten kaçıp iktidar saflarına katılanların pompaladığı aman bu işe dikkat akıbet kötü olur lafları ile yaptıkları goygoyculuk, beklide oluşmasında beklenen sıkıntıları tamamen ortadan kaldırıp bu değişikliğin mutlak olması isteğidir.

Her şartta makul olan bu değişim millet tercihi ile arzu edilen için değil de bir başkası için olursa da mahsuru yok.

Nedenine gelince mevcut yönetenlerin tezleri dışında ortada gelecek adına bir tez de yok.

Bence sıradan vatandaş olarak bu değişikliğe hiç ihtiyaç yok.

Hükümet ortalama Türk insanının yaşam koşullarını iyileştirmek için zaten yapılması gereken her şeyi yapıyor.

İktisadi varlık hayatta kalmamız ve diğer iktisadi emperyaller tarafından sömürülmememiz adına yeterli.

Maceraya gerek yok.

Kaybetme riskini içinde barındıran bir referandum ile yapılan onca icraatı ve mevcut siyasi liderleri sorgulamaya açıp birde üstüne iç ve dış saldırılar ile itibar kaybına uğratma çabaları çok gereksiz olacak.

Özellikle dikkat ediyorum FETÖ cülerin etrafından ayrılıp gelen kalemşörler ve siyaset erbabı ki “her seviyede olanı dahil” canhıraş halinde bu anayasa değişikliğinin geçmesi için çaba gösteriyor.

Zaten şunu idrak edelim cemaatçilere en çok kim küfrediyorsa biliyorum ki en kavi noktada ilişkisi olanlar onlardır.

Bu nedenle o tiplerin ne yazdıklarını ne de söylediklerini kimsenin kale almamasını tavsiye ederim.

Ben İzmir’de yaşayan biri olarak aşağı yukarı iktidar adayı olan bir partinin ve onun sayısal anlamda takipçisi olan partinin de (Manisa , Balıkesir örneği) iktidar denemelerini gördük ve yaşadık.

Ak Parti kadroları dışında farklı bir tatları ve önermeleri yok.

O vakit yerleşik olanı değiştirmek aptallık olur.

Şimdilerde radikal İslamcıların dünyanın başına ne menem bir bela olduğunu hükümette gördü.

Artık sekülerlerin korktuğu anlamda böyle bir tercihe yol vermesi zaten imkansız.

Geriye kalan ekonomik uygulamalar konusunda vatandaşın hayatını idame edecek kadar tedbirler zaten alınıyor.

Aç ve açıkta kimse yok.

Birde tekrar ithal ikamesine geçilip , gümrük birliği gibi zorlamacı sömürü düzenlerinden kurtulabilirsek ne ala.

Bu tip iktisadi tercih alanında karşılaştırmalı üstünlük teorisine uygun tercihlerde yapılırsa Güney Kore’nin ulaştıklarına ulaşmamız hiçte zor değil.

Dış siyaset doğası gereği al ver ilişkileri içerisinde zaten gidiyor.

Eğer bu değişiklik gibi suni meseleleri başımızdan def edip içte olması gereken asgari sükuneti sağlar isek tamamı dış kaynaklı olan tedhiş eylemlerini de bertaraf edecek kadrolara sahibiz.

Bence anayasa değil mevcut istikrarsızlık talepleri değişsin.

Hükümet kadroları bu harici teşvik ve sanal desteklere boyun eğmeyip tasarıyı geri çeksin.

Öyle yada böyle bu millet muhatap olunanlar karşısında değişimi kendisi yapacaktır.

Lütfen kimseye oyun alanı açmayalım.