14 Ağustos Yumurtası

09 Ağu 2016 - 10:33 YAYINLANMA

Darbe hayalleri elinde patlayan terörist başı Feto her gün yeni şeyler yumurtlamaya devam ediyor. Kuluçka süresi 14 Ağustosa denk gelen safsata da darbe senaryosu gibi ellerinde patlayacak bundan emin olabilirsiniz. 17 Ağustos depremi sonrası Amerika’nın HAARP teknolojisini kitap haline getiren Fetoist yazar Aydoğan Vatandaş aslında Fuat Avni‘nin ta kendisidir.  Adına kalemşörlük yaptığı emperyalist ABD’yi bileği bükülmez bir güç gibi gösterme gayreti içindeydi. Yazdığı Haarp/Kıyamet Teknolojisi adlı kitabında özetle Amerika’nın Kuzey Anadolu fay hattını uydudan gönderilen elektromanyetik dalgalarla tetikleyip 1999 Gölcük Depremini gerçekleştirdiğini yazıyor. Güya 14 Ağustosta yine aynı şeyi yapıp İstanbul’u yerle bir edeceklermiş. Bunlar kendilerini ne sanıyor be? Yahu 40 yıl biriktirdiğiniz bir atımlık barutu bu kahraman millet Allah’ın yardımıyla 4 saatte havai fişeğe çevirmedi mi? Bu zavallılar herşeyi hesap ediyor da Allah’ı neden hesaba katmıyorlar?Siz önce 5 milyonluk Yenikapı mitingini hazmedin! Bu boy gösterisi adamın boğazına düğümlenir bre! Düşünsenize Danimarka’nın, Finlandiya’nın nüfusları 5’şer milyon. Avrupa’da nüfusu 5 milyonun altında olan toplam dokuz ülke var ve Biz onların toplam nüfusundan fazla insanı bir miting meydanında toplayabiliyoruz.

KKTC Başbakanı Hüseyin Özgürgün’ün halkı selamlarken yüzüne yansıyan heyecanı gördünüz mü? Yönettiği ülke nüfusunun yaklaşık yirmi katına yakın muhteşem bir topluluğu karşısında görünce nutku tutuldu ve şahit olduğu bu kırmızı beyaz okyanusla gurur duyduğunu açıkladı. Şimdi anlıyor musunuz bu zaferi nasıl hak ettiğimizi? Bu soruya cevap ararken Hz. Musa’nın Kızıldeniz’i aşarak karşıya geçirdiği İsrail oğullarının takındığı tavrı anlatmadan geçmek olmaz. Allah Hz. Musa'ya, Filistin'e gitmelerini ve oradaki zalim halkla savaşıp bu kutsal mekânı fethetmelerini emretti. Fakat İsrailoğulları: "Ey Musa! "Onlar orada oldukça biz asla oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin savaşın, doğrusu biz burada oturacağız" demişlerdi" (5/24).Allah da Musa'ya: "Orası onlara kırk yıl haram kılındı. Yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşacaklar. Sen, yoldan çıkmış bir millet için tasalanma" dedi. (5/26)

15 Temmuz darbe kalkışmasında herkes İsrailoğulları gibi yan gelip yatsaydı şu anki halimizihayal bile edemezdiniz. Demek ki biz seferle mükellefiz, zaferle değil. Çünkü zafer Allah’tandır. Şimdi 14 Ağustos diye bir safsata çıkarıp bu kahraman milleti korkutmak istiyor Paskalya papazı.

İkinci 14 Ağustos senaryosu da şu: O gün tüm Türkiye’de elektrikleri kesecek, iletişim ağını durduracak sonra da darbe yapacaklarmış. Rahmetli Erbakan hocanın sözü geldi aklıma: “Hadi ordan! Kimsiniz siz?” Elinizde imkân varken yapamadığınızı şimdi bir avuç kaçak teröristle mi yapacaksınız?

Hayatını direniş öykülerine adamış bazı entelektüel yazarlara da bir iki sözüm var. Amerikan emperyalizmine başkaldırmış elin Kübalı Che Guevera’sını dünyanın bir numaralı kahramanı ilan eden zavallılar! Darbeci piçi tek kurşunla alnı gabağından vuran, sonra da otuz kurşunla şehit olan Astsubay Ömer Halisdemir’in tırnağı olabilir mi Che Guevera? Ya üç tane bebesi ve hanımıyla helalleştikten sonra Çengelköy’de şehit olan Halil Kantarcının tükürüğü olabilir mi? Öleceğini bile bile tankın altına yatan civanmertlerin bir kılı olabilir mi sizin gâvur kahramanlarınız? Pablo Neruda’nın devrim şiirleriyle büyüyen yobaz yazarlar! Neden hala bir iki kelam etmiyorsunuz destan yazan kahramanlarımıza? Ya gezi parkında iktidarı suçlayıp çapulculara methiye düzen Fetullahçı yazar Nazan hanımın neden sesi çıkmaz şimdilerde? Ya sen Ahmet Altan! Sen de bu darbe kalkışmasını tiyatro belleyenlerden misin? Yoksa darbecilerin başaramadığına üzülenlerden mi? Söz konusu vatan olunca Doğu Perinçek ile Devlet Bahçeli’yi bir araya getiren konjonktür hakkında bir şeyler karalamayacak mısınız? Bu millet her şeyin farkında, mızrak çuvala sığmıyor artık.

Sahi, Gezi Parkı sürecinde çapulcularla mücadelemden dolayı ağır bir tarzda beni eleştiren ve arkadaş listesinden çıkaran Hukuk doktoru öğrencim nerelerde şimdi? Hani “Yedi İklim” okurduk birlikte, Mavera Dergisinden şiirler paylaşırdık İslami duyarlılıkla. Yedi Güzel Adam dilimizden düşmezdi lise yıllarında. Elinde birasıyla çadırlarda haltlar karıştıran homoseksüel LGBT piçleri kadar haysiyeti yok mu benim kahraman şehitlerimin? Elindeki kopuzdan dökülen hoş nağmelere şehitlik türküleri derlemeyecek misin evlat? Hâlbuki seninle gurur duyardım…

Şimdi tek isteğim var Rabbimden. Diyorum ki, siz rahat uyuyun şehidim! Sizin kanlarınızın hürmetine şehit olmayı bu fakire nasip etsin Yüce Allah. Bundan ötesi var mı? Mademki yaşıyoruz, öyle biri için yaşayalım ki yaşadığımıza değsin. Bize hayat veren hayatımızda yoksa ne yapalım bu hayatı? Gebermek de var bu hayatta. Öyle biri için ölelim ki öldüğümüze değsin. Haydi diri olalım, tek yürek olalım, tek bilek olalım, gerekirse şehit olalım, Allah’a kurban olalım.

Selam ve muhabbetlerimle…

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: