Palantir'in İngiliz kurumlarındaki nüfuzu, veri güvenliği tartışmalarını derinleştirdi
ABD'li veri analiz ve yazılım şirketi Palantir'in İngiltere'de kamu kurumları üzerinde artan etkisi, kişisel verilerin korunması ve denetim konularında tartışmaları beraberinde getirdi.
ABD ve İsrail'deki faaliyetlerinin yanı sıra yapay zeka ile kitlesel istihbarat topladığı iddialarıyla tartışma konusu olan Palantir şirketinin İngiltere'de kamu kurumlarıyla yürüttüğü projeler endişelere yol açtı.
PayPal'ın kurucu ortağı Peter Thiel tarafından 2003'te kurulan Palantir, ABD'de istihbarat ve güvenlik alanında geliştirdiği yazılımlarla tanındı. Zaman içinde faaliyet alanını genişleten şirket, İngiltere'de de kamu kurumlarıyla kapsamlı işbirlikleri yaptı.
BİRÇOK KURUMLA SÖZLEŞMESİ VAR
Prospect dergisinin haberine göre, Çevre, Gıda ve Köy İşleri Bakanlığı, Kabine, yerel yönetimler ve bazı polis teşkilatlarıyla da sözleşmeleri bulunan Palantir, 2018-2025 döneminde Microsoft'un ardından İngiltere kamu sektörüne en fazla yapay zeka ve veri analitiği hizmeti sağlayan ikinci şirket oldu.
Palantir'in kamu sektöründeki etkisinin artmasının mahremiyet ve denetim alanlarında soru işaretlerine yol açtığı ifade edildi.
DİJİTAL KİMLİK PROJESİ
İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın ülkede yasa dışı çalışmayı önlemek için tasarlanan "zorunlu dijital kimlik uygulamasına" ilişkin planlarını açıklamasının ardından, Palantir'in bu projede rol alabileceği tartışıldı.
Bunun üzerine Palantir'in İngiltere Üst Yöneticisi Louis Mosley, Ekim'de Times Radio'ya yaptığı açıklamada, görüş ayrılıkları gerekçesiyle şirketin dijital kimlik ihalesine adaylıkla ilgilenmediğini belirtti.
Ancak Starmer'ın konuyla ilgili açıklanmasından günler önce İngiltere hükümeti, Palantir ile yaklaşık 1,5 milyar sterlin değerinde "stratejik ortaklık" anlaşması yaptıklarını duyurmuştu ve Mosley de aynı gün katıldığı bir podcast programında, şirketin kamu kurumlarıyla yaptığı anlaşmaların gelecek yıllarda daha da büyüyeceğini ifade etti.
PALANTİR İLE NHS İŞBİRLİĞİ
Palantir'in İngiltere'deki en tartışmalı faaliyetlerinden biri de Ulusal Sağlık Sistemi (NHS) ile yürüttüğü projeler oldu.
Kovid-19'un patlak verdiği Mart 2020'de dönemin Başbakanı Boris Johnson tarafından düzenlenen bir toplantıya katılan Palantir, daha sonra NHS için "KOVID Veri Deposu"nu geliştirdi.
Söz konusu hizmeti ulusal acil durum gerekçesiyle başlangıçta ücretsiz sunduğunu açıklayan Palantir, Aralık 2020'de 23,5 milyon sterlin değerinde iki yıllık bir sözleşme imzaladı.
NHS, 2023'te, ülke genelindeki sağlık verilerini birleştirmeyi amaçlayan yaklaşık 330 milyon sterlinlik ihaleyi Palantir'in liderliğindeki konsorsiyuma verdi.
SÖZLEŞMELER MAHKEMEYE TAŞINDI
Söz konusu sözleşmeler, bağımsız hukuk kuruluşu Foxglove ve bağımsız medya kuruluşu openDemocracy tarafından yargıya taşındı. Açılan davalarda, NHS'nin hasta verilerinin şeffaf olmayan şekilde aktarıldığı iddia edildi.
Bu gelişmeler, Palantir'in gözetim, sınır politikaları ve askeri projelerdeki geçmişine dikkat çekilerek tartışmalara neden oldu.
Öte yandan Palantir sözcüsü, İngiltere'deki faaliyetlerine ilişkin yaptığı açıklamada, şirketin verileri satma ya da ticari ürün geliştirme amacıyla kullanma yetkisi bulunmadığını öne sürerek, yazılımlarının yalnızca yetkilendirilmiş personelin gerekli verilere erişmesine imkan tanıyacak şekilde tasarlandığını kaydetti.
Sözcü, Palantir'in NHS'de ameliyat planlamalarının iyileştirilmesine katkı sunduğunu, polisle işbirliği içinde risk altındaki gençlerin tespit edilmesine yardımcı olduğunu ve donanmanın operasyonel kapasitesini artırdığını belirtti.
ŞİRKETİN ABD VE İSRAİL BAĞLANTILARI
Palantir'in, ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) tarafından sınır dışı etme operasyonlarında kullanılan yazılımlara katkı sağladığı ve cep telefonu verileri üzerinden kişilerin hareketlerinin izlenmesine olanak tanıdığı iddia edildi.
Şirketin ayrıca New Orleans'ta 6 yıl boyunca yürütülen gizli bir program kapsamında, polis verileri, kamu kayıtları ve sosyal medya analizlerini birleştirerek "suç tahmini" uygulamaları geliştirdiği öne sürüldü. Söz konusu çalışmaların ırksal ön yargıları pekiştirdiği yönündeki eleştiriler üzerine Palantir bu iddiaları reddetti.
Ayrıca, Palantir, 7 Ekim 2023'te Gazze'de başlayan saldırılar sonrası İsrail ile askeri operasyonlara destek amacıyla teknoloji işbirliği anlaşması yaptığını duyurdu.
Şirketin üst düzey yöneticileri, Palantir yazılımının gelecekte "her füze ve insansız hava aracının içinde yer alabileceğine" yönelik açıklamalarda bulundu.
İSTİHBARAT TOPLAYIP ANALİZ EDİYOR
ABD'nin Gazze yakınlarında kurduğu yeni askeri koordinasyon merkezinde kullanılan sistemler arasında, Palantir tarafından geliştirilen ve savaş bölgelerinden elde edilen gözetleme verilerini toplayıp analiz edebilen "Maven" adlı yapay zeka destekli hedefleme platformu bulunduğu da belirtiliyor.
Söz konusu platform uydulardan, casus uçaklardan, insansız hava araçlarından, telekomünikasyon verilerinden ve internetten bilgi toplayarak bu bilgileri komutanlar ve destek grupları için ortak bir uygulamada topluyor.
ABD ordusu tarafından "yapay zeka destekli savaş alanı platformu" olarak adlandırılan Maven, Yemen, Suriye ve Irak dahil Orta Doğu'da pek çok ülkede ABD hava saldırılarını yönlendirmek için konuşlandırılıyor.
Maven'in askeri hedeflerin tespit ve bombalama sürecini kısalttığını savunan Palantir, ABD Silahlı Kuvvetleri için platformu güncellemek ve iyileştirmek amacıyla 10 milyar dolarlık bir sözleşme imzalamıştı.
İsrail'in Filistinlilere yönelik soykırımına devam etmesine rağmen, Palantir'in Ocak 2024'ten bu yana İsrail ordusuyla yakın işbirliği içinde çalıştığı ve Tel Aviv'deki ofisinin son iki yılda hızla büyüdüğü biliniyor.