Öcalan’dan 'barış yasası' çağrısı: Demokrasi dışı müdahaleler Türkiye gündeminden çıkacaktır
İmralı heyeti tarafından yapılan açıklamada, Abdullah Öcalan’ın 'barış yasası' çağrısı, 'toplumsal birliktelik' ve 'sürecin sabote edilmesi riskleri' ön plana çıktı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri Pervin Buldan, Mithat Sancar ve avukat Faik Özgür Erol'dan oluşan İmralı heyeti 2 Aralık Salı günü İmralı Adası'nda tutuklu bulunan Kürdistan İşçi Partisi (PKK) lideri Abdullah Öcalan ile yaklaşık dört saat süren bir görüşme gerçekleştirdi.
Heyet tarafından görüşmeye dair çarşamba günü yapılan açıklamada, "süreci sabote etme girişimlerine" dair uyarılar yapan Öcalan'ın "barış yasası" çağrısı yer aldı.
Öcalan, "İçinde bulunduğumuz geçiş sürecinde özgün ve bütüncül hukuka dayalı bir barış yasasının gerçekleşmesi ile siyasi şiddet ve demokrasi dışı müdahale olgusu Türkiye gündeminden çıkacaktır," dedi.
Öcalan, “Buna, barış yüzyılına geçiş yasası da diyebiliriz” sözleriyle yeni bir yasal çerçeve oluşturulması gerektiğini belirtti.
27 Şubat’ta yapılan PKK'nın silah bırakması ve örgütün kendini feshetmesine dair açıklamanın bu açıdan “yol gösterici” olduğunu da hatırlatan Öcalan, “Bu doğrultuda atılan adımların tümü, aldığımız sorumluluğun ve bu topraklarda kardeşçe, birlikte yaşama hedefimizin açık ifadeleridir,” dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulan (TBMM) Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun belirlediği heyet, 24 Kasım'da Öcalan'ı ziyaret etmişti.
İmralı heyetinin yaptığı açıklamada, bu ziyaretin "pozitif etki ve sonuçları karşılıklı değerlendirildi" ifadesi kullanılırken, Öcalan’ın “barış yasası” çağrısı, "toplumsal birliktelik" ve 'sürecin sabote edilmesi risklerine' dair mesajları ön plana çıktı.
'Kürtlerin cumhuriyete hukuk yoluyla katılımı' vurgusu
Türkiye’de yönetim ve siyaset alanında doğru tercih yapmak isteyen tüm kesimlerin demokratik çözüme katkı sunması gerektiğini belirten Öcalan, "Kürtlerin cumhuriyete hukuk yoluyla katılımı" vurgusunda bulundu.
Yaşanan süreç için "toplumsal birliktelikle inşa süreci" tanımlaması yapan Öcalan, "Türkiye’de yönetim ve iktidar şansını doğru kullanmak isteyen her siyasal ve toplumsal kesimin siyasal sorunlara tutarlı yaklaşması ve demokratik çözüme ortak olması gerekir. Bu süreç, Kürtlerin cumhuriyete hukuk yoluyla katılımını sağlama ve demokratik cumhuriyeti en geniş toplumsal birliktelikle inşa sürecidir," ifadelerini dile getirdi.
Öcalan, bu yönde ilerleyen süreçte “güçlü irade ve kararlı duruşa sahip olduklarını” ifade etti.
'Darbe mekaniği' benzetmesi
Açıklamada Öcalan, son dönemde artan süreç karşıtı söylem ve çıkışlara dikkat çekerek, geçmiş çözüm girişimlerine yönelik sabotaj girişimlerini de hatırlattı.
Daha önceki "çözüm süreçlerinde" de benzer bir eğilimle karşılaşıldığını belirten Öcalan, bunu “bir habitus olarak darbe mekaniği” olarak nitelendirdi.
Öcalan’ın “klasik bir darbe çalışması olarak değil, süreci ilerletmeye yönelik her adıma karşı hamle yapmak suretiyle kırılgan ve tehlikeli bir ortam yaratma çabası” olarak anlaşılması gerektiğini vurguladığı aktarıldı.
Heyet aracılığıyla ilettiği mesajda Öcalan, "Günümüzde norm-dışı güçlerin taşıyıcılığını bu çevreler yapmaktadır. Diğer yandan Türkiye’nin ilk yüzyılına damgasını vuran bir kültür, bir siyaset tarzı, gizli-açık bir örgütlenme biçimi olan darbe geleneğini aşmaya dönük siyasi ve toplumsal bir irade de güçleniyor," açıklamalarında bulundu.
CHP ile DEM Parti arasında 'Stockholm Sendromu' gerilimi
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, 29 Kasım Cumartesi günü partisinin 39. Olağan Kurultayı’nda konuşmasında iktidarla yakınlaştığı vurgusuyla DEM Parti’yi eleştirmişti.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 9 Şubat 2024'te yaptığı "Anayasa Mahkemesi'nin kapatılması" çağrısını hatırlatan CHP lideri Özel kurultayda şöyle konuştu:
“Biz mevzi olarak partimizi değil, bir cephe olarak demokratik siyaseti savunuyoruz” dedi ve “Herkesi, canı istediğinde ‘şu parti kapatılsın’, kapatmıyorsa ‘Anayasa Mahkemesi de kapatılsın’ diyenlerin demokratlığını hatırlamaya davet ediyorum. Bir Stockholm sendromuna kapılmamaya, dün elinden zor kurtulduğunuz celladınıza aşık olmamaya davet ediyorum.”
Related Bahçeli: İmralı'ya gitmeye hazırız, Demirtaş'ın tahliyesi hayırlara vesilere olacaktırMHP lideri Bahçeli, 9 Şubat 2024'te "Kaos üretim merkezi olduğunu teyit eden Anayasa Mahkemesi, tekrar ifade ediyorum ki ya kapatılmalı ya da yeni baştan yapılandırılmalıdır. DEM'cilerin, DEM'lenmiş CHP'nin ve diğer marjinalleşmiş yedeklerinin Anayasa Mahkemesini siyasi siper haline getirmeleri Türk hukuk sistemine sürülmüş kara bir lekedir. Teröriste hak ihlali kararı veren bir mahkeme Türk milletinin mahkemesi olamaz, bunun adına da adalet denilemez," açıklamasını yapmıştı.
DEM Parti: 'Celladı da iyi tanırız'
Özel’in bu sözleri, DEM Parti kanadından sert bir yanıtla karşılık buldu.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Çanakkale’de partisinin 30 Kasım Pazar günü düzenlediği programda yaptığı konuşmada, Özel’in “Stockholm sendromu” benzetmesini eleştirerek, “Hiç arzu etmeyeceğimiz şey, muhalefetin birbirine muhalefet etmesidir,” dedi.
Özel’in değerlendirmesini “en hafif tabiriyle bir akıl tutulması” olarak nitelendiren Hatimoğulları şöyle konuştu:
“Yargı sopası, baskılar, adaletsizlik ‘celladına âşık olmak’ ya da ‘Stockholm sendromu’ metaforuyla anlatılamaz. Ancak siyasetle anlatılır, siyaset üretmekle açıklanır, dayanışmayla ve ortak mücadeleyle bunlar aşılır. Bu metaforun bizler için kullanılmış olması, en hafif tabiriyle bir akıl tutulmasıdır. Bizler tarih boyunca bıkmadan, usanmadan, yılmadan, bütün baskılara rağmen direnen devrimci, sosyalist, yurtsever bir geleneğin temsilcileriyiz. Celladı da çok çok iyi tanırız. Evladı yakılan köylerimizden, zorla boşaltılan köylerimizden tanırız. Celladı Alevi katliamlarından, faili meçhullerden, işkencelerden, zindanlardan tanırız.”
Hatimoğulları, iktardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ve iktidar ortağı MHP ile yürüttükleri temaslara ilişkin ise “Eşit yurttaşlık hakkı için bu süreci yürütüyoruz. Türkiye’yi demokratik bir dönüşüme zorlamak için bu süreci yürütüyoruz” diyerek sürecin gerekçelerini açıkladı.
CHP’ye doğrudan seslenen Hatimoğulları, “Toplum, muhalefetin birbiriyle uğraşmasını değil; dayanışmasını, barış ve demokrasi için beraber çalışmasını istiyor,” ifadelerini kullandı.
Gazeteci Hilal Köylü'ye konuşan Özel, DEM Parti cephesinde tepkilere yol açan sözlerini tevil ederek, "Ben DEM’e söylemedim. DEM’in kapatılmasını hatırlatarak genelleme yaptım,” dedi.