Mine Çayıroğlu Frida Rolüyle İzmirli Tiyatroseverle Buluştu
İzmirli tiyatrosevelerler ile buluşan Mine Çayıroğlu, 22 yıl aradan sonra ‘Küçük Gözyaşı Güvercini Frida Kahlo’ adlı oyunla tiyatro sahnesine döndü. 20. yüzyılın önde gelen ressamlarından Frida Kahlo’ya hayat veren oyuncu, “Fiziksel ve ruhsal benzerliklerimiz olduğunu düşünüyorum” dedi.
İzmirli tiyatrosevelerler ile buluşan Mine Çayıroğlu, 22 yıl aradan sonra ‘Küçük Gözyaşı Güvercini Frida Kahlo’ adlı oyunla tiyatro sahnesine döndü. 20. yüzyılın önde gelen ressamlarından Frida Kahlo’ya hayat veren oyuncu, “Fiziksel ve ruhsal benzerliklerimiz olduğunu düşünüyorum” dedi.
ÇALIKUŞU DİZİSİYLE HAFIZALARA KAZINMIŞTI
‘ÇALIKUŞU’ romanının 1986’daki dizi uyarlamasıyla hafızalara kazınan ve sonrasında birçok projede rol alan Mine Çayıroğlu, 22 yıl aradan sonra ‘Küçük Gözyaşı Güvercini Frida Kahlo’ oyunuyla tiyatroya döndü. Yapımcılığını Öteki Beriki Tiyatro Topluluğu’nun üstlendiği, Yasemin Şimşek Tüzün’ün yazıp yönettiği oyun, İzmir Sahne Tozu Tiyatrosu’nda perde açtıktan sonra İstanbul prömiyerini Maltepe Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirmişti.
Resimlerinin yanı sıra yaşam biçimiyle ve düşünceleriyle bir dönemin popüler kültür ikonu haline gelen ressam Frida Kahlo’yu canlandıran Mine Çayıroğlu, 2 Mayıs'ta AKM de gösterime giren tiyatro oyununda gösterdiği performansıyla İzmirli tiyatroseverlerden tam not aldı.

İZMİRLİ SEYİRCİ ÖZEL
İzmirli izleyicisinin çok özel olduğuna dikkat çeken Mine Çayıroğlu, birçok ilde turnelere çıktıklarını belirterek benim için İzmir'in ayrı bir yeri var. İzmir kültürel konularda çok daha duyarlı bir kent. İzmir İzleyicisi de çok özel. İzmirli tiyatroseverler ile buluşmaktan çok mutlu oldum." diye konuştu.
“22 yıl sonra tekrar sahnede olmak beni çok heyecanlandırdı” diyen Mine Çayıroğlu, yakında Yeni bitirdiğim iki sinema filmi var. Ferit Karahan’ın yönettiği ‘Cinlerin Düğünü’ ve Hasan Tolga Pulat’ın yönettiği ‘Parçalı Yıllar’ filmleri' gibi sinema filmleriyle de seyirci karşısına çıkacağını açıkladı.
20'İNCİ YÜZYILIN EN ÖNEMLİ KÜLTÜR İKONU
Çayıroğlu, rolüne nasıl hazırlandığını şöyle anlattı: “Bir karakteri oynayabilmek için onu iyice anlamak gerekir; duygu ve düşünce yapısını ve yaşam felsefesini. Ben de Frida Kahlo’yu anlamaya çalıştım. Bildiğiniz gibi 20’nci yüzyılın en önemli kültür ikonlarından biri. Aynı zamanda devrimci, yaşadığı bedensel ve ruhsal travmalara rağmen acılarına tutunarak son nefesine kadar mücadele etmiş, bu yönleriyle birçok kadına ilham olmuş eşsiz bir sanatçı. Bir kadın olarak gerek yaşamı gerek sanatıyla bana da ilham veren Frida Kahlo’yu en iyi şekilde seyirciyle buluşturabilmek için birçok kaynaktan yararlandım. Yaşamı hakkında yazılmış kitapları okudum, biyografik filmini ve belgeselleri izledim, otoportrelerini inceledim.”
DEVRİM, DİRENÇ, AŞK VE ACININ SEMBOLÜ
FRİDA Kahlo ile arasında benzerlikler olduğunu dile getiren Mine, “Fiziksel ve ruhsal benzerliklerimiz olduğunu düşünüyorum; güçlü, kolayca pes etmeyen mücadeleci bir karakter yapısı. Sanata tutunarak yaşama karşı devrimci bir tutum. Duygusal ve affedici. Bir kelebeğin kanadı kadar narin ama bir çelik kadar sert” dedi. Çayıroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Frida Kahlo direncin sembolüdür. Sadece resimleriyle değil, geçirdiği tüm bedensel ve ruhsal travmalara rağmen sanatından, kendine olan inancından ve duruşundan vazgeçmedi. Sanatın sınırlarını aşarak kendi yolunu çizdi. Bu güçlü duruş beni çok etkiledi.”