Güllü'nün ölümüyle ilgili bilirkişi raporu: Dış kuvvet veya temasla dengesini kaybetti
İntihar düşüncesine işaret eden herhangi bir bulguya rastlanmayan raporda, sanatçının geriye doğru düşebilmesinin ancak denge bozucu bir müdahale ile mümkün olabileceği kaydedildi.
Arabesk müziğin tanınmış isimlerinden Güllü olarak bilinen Gül Tut’un 26 Eylül'de Yalova’daki evinin balkonundan düşerek hayatını kaybetmesine ilişkin yürütülen soruşturmada bilirkişi raporu tamamlandı.
Sabah gazetesine göre, Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan raporda, sanatçının düşüşünün kendiliğinden gerçekleşmediği ve denge kaybına yol açan bir dış kuvvet veya temasın bulunduğu tespitine yer verildi.
Savcılık koordinesinde 8 Ekim’de olay yerinde keşif ve inceleme yapan bilirkişi heyeti, hazırladığı raporda Güllü’nün evde güvenlik önlemleri aldığına dikkat çekti.
Raporda, intihar düşüncesine işaret eden herhangi bir bulguya rastlanmadığı vurgulanırken, sanatçının geriye doğru düşebilmesinin ancak denge bozucu bir müdahale ile mümkün olabileceği kaydedildi.
Bilirkişi raporunda yer alan bir diğer bulguya göre, Güllü’nün daha önce de düşme tehlikesi atlattığı, bu durumun kızı Tuğyan Ülkem Gülter tarafından bilindiği, ancak sanatçının bu konuda uyarılmadığı belirtildi.
Ünlü sanatçının kızı Tuğyan Ülkem Gülter, "kasten öldürme" şüphesiyle 13 Aralık Cumartesi günü tutuklanmıştı.
Olayın yaşandığı gece evde bulunan arkadaşı Sultan Nur Ulu hakkında ise ev hapsi şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verilmişti.
İkilinin yurt dışına kaçma hazırlığında olduğu da ileri sürülmüştü. Operasyonda Gülter ve Ulu’yu Yalova’dan İstanbul’a götüren araç sürücüsü ve İstanbul’da kaldıkları evin sahibi de gözaltına alınmış, dosya için gizlilik kararı verilmişti.
Öte yandan dosyada yer alan tanık beyanları da soruşturmanın seyrinde dikkat çeken unsurlar arasında bulunuyor.
'Sen öldürdün' mesajı
Güllü’nün ölümüne ilişkin soruşturma kapsamında ifadesi alınan Sultan Nur Ulu’nun babası Arif Ulu, Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter ile kızının arkadaşlığını, sanatçının ölümünden bir–iki ay önce öğrendiğini söyledi. Ulu, bu süreçte Güllü ile birkaç kez telefonla görüştüklerini ve merhabalaştıklarını belirtti.
Arif Ulu, Güllü’nün hayatını kaybettiğini bir arkadaşı aracılığıyla öğrendiğini, sanatçıya hayran olduğu için arkadaşının kendisine haber verdiğini ifade etti.
Ulu, Güllü’nün yüksekten düşmesi sırasında kızının da aynı odada bulunduğunu televizyon haberlerinden öğrendiğini aktararak, olay günü kızıyla yaptığı telefon görüşmesini anlattı. Ulu, kızının kendisine şunları söylediğini aktardı:
“Olay günü kızımı aradım, bana konuşacak durumda olmadığını, Güllü'nün düştüğü olayı hatırlamadığını, görmediğini, olayın kaza olduğunu söyleyince o gün kapattık. Sonraki konuşmalarımızda ben olayı sorduğumda bana olayı, önce yemek yediklerini, sonra film izlediklerini, oyun oynadıklarını, Tuğyam'la birbirinin saçlarını ördüklerini, sonra da Tuğyan'ın odasına geçtiklerini söyledi. Ardından Güllü'nün odaya geldiğini, roman havası oynadıklarını, geçirdiği kazadan dolayı alnından cam parçası çıktığı için o anlarda aynaya baktığını, Tuğyan'ın önünde olduğu için görüş açısını kapattığını, ses duyunca Güllü'nün düştüğünü fark ettiklerini anlattı.”
Daha önce ev hapsi verilerek serbest bırakılan Sultan Nur Ulu’nun babası Arif Ulu’nun, kızına gönderdiği ve Güllü’yü kastederek “Sen öldürdün” ifadesinin yer aldığı mesajın da soruşturma dosyasına girdiği bildirildi.
Arif Ulu, kızına gönderdiği “Sen öldürdün” mesajına ilişkin ise bunun korkutma amacı taşıdığını söyledi. Ulu, mesajla ilgili olarak şu ifadeleri kullandı:
“Hem bir şey biliyorsa söylesin hem de bana biraz daha saygılı olsun diye bu şekilde mesaj attım. Korkutmak için attım. Bu süreç boyunca Tuğyan ve Sultan'la birlikte olduğum zamanlarda Güllü'nün ölümüne neden olduklarına dair bir konuşmalarını duymadım ve ölümüne sebep olduklarına dair bir şey hissetmedim. Kızım da böyle bir şeyi görse mutlaka söylerdi. Eğer baskı altında kaldıysa da mutlaka söyler.”
'Ablam çok yalan söyler'
Güllü'nün oğlu Tuğberk Yağız Gülter, annesinin ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmada savcılığa verdiği ifadesinde, tutuklanan ablası Tuğyan Ülkem Gülter hakkında "Ablam çok yalan söyleyen biridir, 10 lafından biri yalandır," diye konuştu.
Gülter, ablası Tuğyan Ülkem Gülter’in özel ilişkileri söz konusu olduğunda çevresindeki herkesi karşısına alabildiğini ve bu nedenle annesinin ölümüne ilişkin ciddi şüpheler taşıdığını söyledi.
Ablasının eski nişanlısı Kervan isimli kişiye karşı yoğun bir bağlılık içinde olduğunu belirten Gülter, annesi Güllü ile Kervan arasında, Kervan’ın evli olması ve amcasıyla yaşanan bir olay nedeniyle ciddi bir gerilim bulunduğunu anlattı.
Ablasının ilişkilerinde “her şeyi yapabilecek” bir karaktere sahip olduğunu savunan Gülter, geçmiş ilişkilerinde de benzer davranışlar sergilediğini öne sürdü.
“Vebal almak istemiyorum ama Kervan için annemi öldürebilir” diyen Gülter, Tuğyan’ın ilişki konusunda zayıf bir karaktere sahip olduğunu ve menfaatleri doğrultusunda hareket edebildiğini iddia etti.
Gülter, ablasının daha önce Bircan isimli kişiyle yaşadığı ilişkiye de değinerek, bu durumu ilk kez televizyondan öğrendiğini, ancak basına yansıyan mesajları okuduğunda kullanılan ifadelerin ablasına ait olduğundan şüphe duymadığını dile getirdi.
'Cinayet ise olaya karışan herkesten şikayetçiyim'
Gülter, yaşadığı süreçte şüphelerinin zaman zaman oluşup kaybolduğunu, bunun temel nedeninin ise ablasının olay sonrası sergilediği yoğun üzüntü olduğunu anlattı. Ablası Tuğyan Ülkem Gülter ya da Sultan Nur Ulu’nun böyle bir eylemde bulunabileceğini başlangıçta düşünmediğini belirten Gülter, “Aslında benim bu süreçte şüphem oluşmuştur. Benim şüphelerim oluşup kayboluyordu,” dedi.
Olay anına ait görüntüleri izlediğinde ablasının tepkilerinin kendisini etkilediğini söyleyen Gülter, “Videoları izlediğimde ablam çok bağırıyordu, ablam olaydan sonra çok üzgündü, sürekli çığlık atıyordu, onun o üzüntüsünü görünce aklıma böyle bir şey yapabileceği gelmedi,” ifadelerini kullandı.
Ancak ablasının kişilik özelliklerini de değerlendirdiğini aktaran Gülter, bu noktada ciddi çelişkiler yaşadığını dile getirdi. “Ablamın kişiliği yukarıda belirttiğim gibi yalancılık vardır, menfaati çok sever, ilişkisi için yapamayacağı şey yoktur” diyen Gülter, ablasının Kervan nedeniyle zaman zaman annesiyle tartıştığını, “sinirli, agresif ve kavgacı bir yapısı” olduğunu söyledi.
Gülter, gelinen noktada Sultan Nur Ulu’nun verdiği ifadeleri de düşündüğünü belirterek, “Şimdi tüm olayları, Sultan'ın verdiği itiraf ifadesini düşününce aklım almıyor, ablamın böyle bir şey yapacağına inanmak istemiyorum. Bunların gerçek olmadığına inanmak istiyorum” dedi.
Olası bir cinayet ihtimaline karşı tavrının net olduğunu vurgulayan Gülter, “Yapmışsa da şikayetçiyim. Eğer annem bir cinayet sebebiyle vefat etmişse, yapan, düşünen, olaya karışan herkesten şikayetçiyim” ifadelerini kullandı.
Ablasının suçsuz olması halinde bunu kanıtlaması gerektiğini söyleyen Gülter, “Böyle bir şey yoksa kendini inşallah kanıtlar. Böyle bir şey varsa ömürlerinin sonuna kadar yatsınlar. Her şeyden önce çıkarlarsa benimle karşılaşacaklar,” dediği öğrenildi.