Google Amca, Getir Bizi Yanarız!
Eskiden haberci dediğin, sabaha kadar arşiv tarar, “bu bilgi doğru mu” diye kafasını duvara vurur, en sonunda da “emin değilim ama en azından okurumun zekâsına hakaret etmedim” diyerek haberini yazardı. Şimdi? Google’a, Uğur Mumcu’nun,1975 yılında Hayali İhracatı konu alan “Mobilya Dosyası” kitabıyla ilgili bir şey sorunca çıkan ilk linkte “Mehmet Ali Birand bu kitabı 1980’de yazdı” diyorsa, tamamdır!
Yeni Nesil Haberciliğin
Yalancı Çobanla Dansı
Eskiden haberci dediğin, sabaha kadar arşiv tarar, “bu bilgi doğru mu” diye kafasını duvara vurur, en sonunda da “emin değilim ama en azından okurumun zekâsına hakaret etmedim” diyerek haberini yazardı. Şimdi? Google’a, Uğur Mumcu’nun,1975 yılında Hayali İhracatı konu alan “Mobilya Dosyası” kitabıyla ilgili bir şey sorunca çıkan ilk linkte “Mehmet Ali Birand bu kitabı 1980’de yazdı” diyorsa, tamamdır!
Uğur Mumcu’nun ruhuna dua. Dosyayı bir de Birand’a taşıdık.
Çapraz sorgulama mı? O da ne? FBI ajanı mıyız biz?
Zaten internet var, yapay zekâ var, ekran yüzü çok tanıdık biri de söylemişti, demek ki doğrudur.
Birkaç gün sonra, bir beyefendi, “Getir iflas etti” diyor. Adam kahvehaneden Elon Musk'a sesleniyor ama yine de ciddiye alınıyor. Ne diyelim? Yeni çağın haberciliği: özgüvenle yanlış bilgi ver, ilk paylaşan ol, sonra da “Pardon! Yanlış duyum almışım, özür dilerim” bile deme!
Geçenlerde biri yazmış:
“Google’da yazdım, öyle çıktı. Ne yapayım, internet yalan mı söyler?”
Yahu güzel kardeşim, internet zaten yalan söylemek için yaratılmış olabilir mi? Gerçeğin sadece bir URL uzağında olduğunu sanmak, sahte Rolex’i kuyumcuya göstermek gibi bir şey.
Bu arada, ‘çapraz kontrol’ lafını duyan yeni nesil haberciler kendini gözaltında sanıyor. Sorguya çekildiklerini düşünüp hemen “avukatımı istiyorum” diyorlar. Çünkü haberin doğruluğunu teyit etmek, günümüzde bir nevi suç teşkil ediyor: Hızlı olamıyorsun. "Son dakika" treni kaçıyor. Oysa önemli olan önce vermek, yanlışsa sonra düzeltirsin... ya da düzeltmezsin. Kimin umurunda?
Ekranlarda, “Bir duyuma göre…” diye başlayan cümleler var. Duyum nedir? Bilmiyoruz. Nereden geldi? O da belli değil. Bir de sonuna, “kesin olmamakla birlikte” notunu ekliyorlar. Bu cümle “Ben de bilmiyorum ama çok inandırıcı konuştum.”
Bakın buraya yazıyorum:
Yakında biri çıkıp “Nutuk’u Elon Musk yazdı” dese, bir kısım influencer onu TikTok’ta dans ederek anlatacak. Sonra biri, “Haklısınız efendim, zaten Atatürk’ün metaverse’teki hali Musk’a çok benziyor” diyecek.
Al sana bilgi çağı!

Eskiden haberci bilgiye ulaşmak için mücadele ederdi. Şimdi bilgi, haberciye ulaşıyor. Ama yanlış bilgi. Üstelik güvenlik kamerası bile istemiyor. Açık kapıdan giriyor, kahvesini içiyor, haber diye manşet oluyor.
Ne diyelim?
Allah hepimize doğru bilgiyle yaşlanmayı nasip etsin.
Ama önce şu Google Amca’yı emekli etmek lazım. Gözleri bozulmuş, hafızası karışık, her şeyi yanlış hatırlıyor.
Ha, bir de size son dakika vereyim:
“Getir iflas etmedi, sadece bazı ülkelerden Pazar payını çekti. Ama eğer siz bu bilgiyi teyit etmeden “Getir iflas etmiş” diyerek birilerine anlatırsanız, o zaman sizin vicdanınız iflas eder.” Varsa tabii ki!