Golonya Cumhuriyetini Kurdu Doğduğu Kenti Golonya Başkenti İlan Etti

Tüm zorluklara rağmen vazgeçmeden başarıya ulaşmış insan hikayeleri her zaman ilgimi çeker. Başarılı olmuş ilham veren hikayelerin arkasında nasıl bir süreç var? Nasıl başardılar. Her başarının arkasında büyük zorluklar, hikayeler yatar. Bu hikayenin ilham veren girişimcisi İlker Tosun’da zorlu süreçlerden geçmiş. Daha ilkokul çağında ailesine yardım için çalışmaya başlarken o zaman hayaller kurmaya başlamış.

24 Ağu 2024 - 13:30 YAYINLANMA
Golonya Cumhuriyetini Kurdu Doğduğu Kenti Golonya Başkenti İlan Etti
 

Çocukluk Hayalini Marka Yaptı

Doğduğu Kenti Golonya Başkenti İlan Etti

AHMET KAPLAN

Tüm zorluklara rağmen vazgeçmeden başarıya ulaşmış insan hikayeleri her zaman ilgimi çeker. Başarılı olmuş ilham veren hikayelerin arkasında nasıl bir süreç var? Nasıl başardılar. Her başarının arkasında büyük zorluklar, hikayeler yatar. 

Bu hikayenin ilham veren girişimcisi İlker Tosun’da zorlu süreçlerden geçmiş. Daha ilkokul çağında ailesine yardım için çalışmaya başlarken o zaman hayaller kurmaya başlamış.

Çorum doğumlu olan  Ali İlker Tosun doğduğu kentte Tosunoğulları olarak tanınan köklü bir ailenin çocuğudur. Ali İlker Tosun Çorum’da aile işleri olan Kasap dükkanın da daha çocuk yaşlarda ilkokul da okurken çalışmaya başlıyor. Hikayenin bu kısmında Golonya A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ali İlker Tosun söze şöyle devam ediyor: 

'BİR GÜN BİR İŞ YAPACAĞIM

MİS GİBİ KOKACAĞIM DEDİM'

“Kasap dükkânımız da çalışırken Et’in kokusu insanın üstüne siner kolay kolay çıkmazdı. Arkadaşlarımla buluşmaya gideceğim zaman duşumu alır, üstümü değiştirirdim. Ancak ne yaparsam yapayım her işleme rağmen o Et’in has kokusu burnumdan gitmezdi. İşte o zaman karar verdim. Bir gün bir iş yapacağım mis gibi kokacağım diye. Bu işin temelinde çocukluğumda başlayan bu duygu var.

ET KOKUSU, MİS KOKULU

BİR MESLEĞİN KAPISINI AÇTI

Baba mesleğimiz olan Et’in kokusu bugün bize mis kokulu mesleğin kapısını araladı. Bu hikayenin başlangıcı orada başlar.

Uzun yıllar Babam’ın yanında çalıştım. Bir gün Babam bana haşlığını ben veriyorum deyince hayır, Baba ben çalışıp kazanıyorum diye cevap verdim.

O zaman bir karar verdim. O zaman ben çalışıyorum para kazanıyorum. Gideyim başka yerde çalışayım kazanayım kendi ayaklarımın üzerinde durayım demeye başladım. Sonra o yaşlarda başka yerde çalışıp kendi paramı kazanma duygusu ağır bastı.

TUĞLA OCAĞINDAN TEZGAHTARLIĞA

BİRÇOK SEKTÖRDE ÇALIŞTIM

Genç yaşlarda farklı farklı işlerde çalışmaya başladım. Tuğla ocağında çalıştım. Kunduracı da tezgahtarlık yaptım. Muhasebeci yanında çalıştım. Telefon tamirciliğine kadar birçok alanda ve sektörde iş yapma deneyimlerim, tecrübelerim oldu.

Eniştem’in İstanbul’da makina imalatı yapan bir işletmesi vardı. Orada çalışmaya başladım. Dolum sistemleri başta olmak üzere kozmetik sanayine makinalar üretiyorduk. Burada çalışırken yaptığımız işin gereği olarak çok sayıda kozmetik firmalarını tanıma imkanım oldu.

KOZMETİK SEKTÖRÜNE

ÇOCUKLUĞUMDAN İLGİM VARDI

Benim bu işlere yani kozmetik alanına çocukluğumdan gelen bir hayranlığım ve ilgim vardı. Burada çalışırken aynı zamanda üniversiteyi bitirdim. Lise hayatından tanıştığım kız arkadaşımla üniversite 3. sınıfta nişanlandık ve sonrasında evlendik. Aslında bu süreçte eniştem ile de çalışamayacağımı anladım. Haziran da Üniversite’den mezun oldum. Temmuz da evlendim. Balayını yaptıktan sonra Çorum’dan İstanbul’a döndüm. Ama işim yoktu, işsizdim. Bir sigorta firmasında işe başladım.  Evimin kirası 750 TL, maaşım 1000 TL idi. Eşimin de çalışması ile birlikte hayatımızı idame ettirmeye çalıştık. Bu arada çalıştığım sigorta firmasından Bankacılık sektörüne transfer oldum. Ekonomi okuduğum için girdiğim sınavı kazandım ve finans sektöründe özel bir banka da işe başladım. Ancak biz esnaf çocuğu olduğumuz için hep bir şeyler üretmem, yapmam arayışında oldum. Hayalini kurduğum eniştemle yapmayı istediğim iş olmamıştı. Ama bu hayalimden de vazgeçmemiştim. Aslında eşimi de İstanbul’a bu hayalim için sürüklemiştim. Beklentilerimiz gerçekleşmemişti.

EŞİM DESTEK VERDİ ÇOCUKLUK HAYALİM

KOZMETİK SEKTÖRÜNE GİRDİM

Bir gün eşim haklı olarak; ‘madem bankacı olacaktın neden beni İstanbul’a getirdin’ dedi. Bende öyle olsun istemezdim dedim. Ama eşim bu konuda bana ısrar etti. Bana, ‘çocukluk hayalin olan kozmetik işine girsen yapamaz mısın?’ diyerek aslında bu işi yapmam için ısrar etti. Sermaye yok, başka bir şey yok elde. Elimizde kötü gün için ayırdığımız sadece 7 bin TL vardı. O da giderse elimizde hiç birşey kalmaz dedim. O günü hiç ama hiç unutmuyorum. Eşim, ‘giderse gitsin en azından çocukluk hayalimi yaptım ama olmadı dersin’ dedi. İşte bizim bu işin başlangıcı temeli bu şekilde atıldı.  Eşimin beni desteklemesi, ışık tutması ve cesaretlendirmesi ve bana inanması bana yeni bir yol açtı. Hemen araştırmalara başladım. Daha önce kozmetik sektöründe altyapısını kurduğum birçok kozmetik sektöründen çok sayıda firmalar ile görüşmeler yaptım.

ÇOCUKLUK HAYALİNDEN

BİR MARKA DOĞDU

Çocukluğumda kendi parfümlerimi kendim üretirdim. Birçok yağları karıştırır, kendi özel karışımlı parfümlerimi yapardım. Buradan gelen bir altyapım vardı ve bu iş zaten benim çocukluk hayalimdi. Çocukluk hayalimi gerçekleştirmek için start verdikten sonra 2010 yılında evimizin bir odasında parfüm üretmeye başladım. Yurtdışından numuneler getirip, bize özel formüller ile parfümler oluşturduk. Ben ve eşim önce tanıdıklardan başladık. Önce denemek için ve tanıdık oldukları için almaya başladılar. Sonra ürünlerimiz çok beğenildi ve satış portföyümüz hızla büyüdü. Bunun üzerine İstanbul Topkapı’da 40 metrekarelik bir yer tuttum.

Geleceği görüp öyle hareket etmek ve bu arada ayaklarımı yere sağlam basmak adına bunları yaparken bankacılık sektöründe de çalışmaya devam ettim. Askere gideceğim dönemde bankadan istifa ettim. Askerlik dönüşü de sadece kendi işime odaklandım.

BİRÇOK MARKANIN ÇÖZÜM ORTAĞIYIZ

2013 senesinde de üretimi memleketim olan Çorum’da üretmeye karar verdim. İstanbul’da 40 metrekare yerden Çorum’da 250 metrekarelik yere taşındık.Çorumda bu metrekare de bir yerde bize yetmedi 450 metrekareye çıktık. Burası da yetmedi 800 metrekarelik bir mekanda üretime devam ettik. Kaydettiğimiz büyüme nedeniyle tüm mekanlar bize yetersiz geldi. Nihayetinde şu an merkez olarak kullandığımız Çorum Ankara yolu üzerinde 1500 metrekarelik yeni üretim fabrikasını faaliyete geçirdik.

Şu an 11 bin metrekare alanda faaliyet gösteren bir firmayız. Kolonya, parfüm, krem, şampuan gibi çok sayıda ürün üretiyoruz. Aynı zamanda birçok markanın çözüm ortağı, tedarikçi firmasıyız. Üretim payımızda Private Label oranımız yüzde 30’larda yer alıyor.

AMACIMIZ KÜRESEL BİR MARKA OLMAK

Golonya markasını da Çorum’a geldikten sonra 2017 yılında şekillendirdik. Bizim amacımız Golonya markasını küresel bir marka haline getirmek.

Biliyorsunuz bizim toplum olarak en büyük sorunlarımızdan birisi uzun soluklu şirketlerimizin olmayışıdır. Avrupa’yı örnek alırsak 100 yılın ötesinde şirketlere sahipler. Bizde ise genelde bir iki kuşak sonrasında yok. Benim amacımda bunu bir marka yapıp kuşaklar boyu yaşamasıdır.

PANDEMİYLE HERŞEY DEĞİŞTİ

Kolonya Türkiye’de unutulmuş bir kültür olarak yerini almaya başlarken, pandemi ile birlikte herşey yeniden değişti. O kültürü yeniden hatırladık. O süreçte talebe yetişemedik. Ürünlerimize de hiç zam yapmadık.

Pandemi öncesinde Kolonya sektörü adeta son demlerini yaşıyordu.  Sahada da ürünlerimizi satan bayilerimiz var. Pandemi bize 50- 60 milyonluk bir nüfusa ulaşma imkanı verdi. Üretim kapasitemiz pik yaptı. Tabi ki pandemi’nin avantajları kadar dezavantajları da oldu.

KOLONYA TÜRKLERİN GİZLİ SİLAHI

O dönem kalite aranmadı. Pandemi de aynı zamanda bir hijyen ürünü olarak Kolonya tüm dünya da hem çok tanındı hem de önem kazandı. Bu nedenle bizde sadece Türkiye pazarında değil, dünya ya Golonya markasını tanıtmak amacındayız. Çünkü tüm dünya Kolonya’yı Türkiye’nin gizli silahı olarak kabul etti. Bu ürünlerle pandemiyi daha rahat ve kolay atlattığımızı düşünüyorlar. Bunu kendi medyalarında da Türklerin gizli silahı kolonya diye yazdılar.

KOLONYA AVRUPA DA ÇIKTI

TÜRK TOPLUMUNDA YAYGINLAŞTI

Kolonya’nın anavatanı Almanya’dır. Kolonya ilk Köln’de üretilmiştir ama Almanya’dan daha çok bizimle özdeşleşmiştir. Çünkü Alman kültüründe bile bu kadar Kolonya kültürü gelişmemiştir.  Bu ürün Avrupa da çıktı, Türk toplumunda yaygınlaştı.

PARFÜMLÜ KOLONYA İLE SEKTÖRDE

FARKLI BİR VİZYONUMUZ VAR

Ama bizim sektörde misyonumuz ve vizyonumuz farklı idi. Biz yeni nesil diye tabir edilen parfümlü Kolonya üretimi yapıyoruz. İnsanların günlük hayatta rahatlıkla kullanabileceği ürünler geliştirirken farklı bir segment oluşturduk.  Hedeflerimiz arasında y, z ve alfa kuşağı var. Pandemi bu hedeflerimizi daha öne çekmiş oldu.

800’ÜN ÜZERİNDE KOKU

TÜREVİ İÇİN ÇALIŞYORUZ

Sahaya yeni giren ve önemli bir boşluğu dolduran marka haline geldik. Spesifik bir ürünler üretiyoruz. Şu an Golonya markası ile 8 ayrı çeşitte ürünümüz var. Ancak 800’ün üzerinde farklı koku türevi için çalışıyoruz.

TÜRKİYE’DE İLK KEZ KAHVE

KOKULU KOLONYA ÜRETTİK

Golonya markalı ürünlerimiz arasında Ege İnciri kokusu, su temalı denizi anlatan Aqua kokumuz var, ekşi mandalina kokusu, aromatize edilmiş misket parfümü andıran limon kokulu, yine Türkiye’de bir ilk olan Türk Kahveli Kolonya’yı yapan ilk ve tek firmayız. Kahve özel ve baskın bir kokudur. Markamızın tanınmasını sağlayan başlıca kokularımızdan birisidir. Türk toplumunun alıştığı klasik limon tütün kolonyaları yok bizde. Bizde özel, özgün ve parfümlü ürünler var. İnsanların parfüm ihtiyacını daha ekonomik boyutta karşılamış oluyoruz. Biz sadece ürün üretmekle kalmıyoruz üzerine de anlamlar yüklüyoruz. Her bir ürünün bir hikayesi var.

AVRUPA İLE BİRLİKTE BİRÇOK

ÜLKEYE İHRACAT YAPIYORUZ

Biz bunu Türkiye’nin dışına çıkarma hedefindeyiz. Nitekim şu anda Fransa, Almanya, Hollanda Avrupa’da birçok ülkeye ihracat yapıyoruz. Ama bizim asıl hedefimiz özellikle Avrupa basınında yazıldığı gibi Türklerin gizli silahını dünyada kullanılabilir ürün haline getirmektir. Artık sadece Türklere özgü bir ürün değil, tüm dünyanın kullanabileceği bir ürün olduğunu göstererek küresel düzeyde tüm tüketici hedef kitlelerine ulaşmak istiyoruz. Sadece Türk etnik pazarlarına hitap eden değil, dünyanın her ülkesine hitap edecek bir ürün haline getirmek zorundayız.

KOLONYAYI BİR HİJYEN

ARACI OLARAK KULLANMIŞIZ

Pandemi olayına baktığımızda aslında biz belki bilmeden de Kolonyayı bir hijyen aracı olarak kullanıyormuşuz. Neden? Çünkü evimize bir misafir geldiğinde ilk Kolonya tutarız. Biz aslında kibarca dezenfekte ediyormuşuz. Elinize yıkama demek yerine kolonya ikram ederek steril hale getiriyoruz. Otobüslerimizde bile hala kolonya ikram yapılır.

Bizde bunu sadece bir hijyen ürünü olmasının ötesinde aynı zamanda bir parfümle de kolonya da farklı konsept oluşturduk. Biz bunu günlük olarakta kullanılacak bir ürün haline getirdik.

ANADOLI ŞİVESİNİ ‘GOLONYA’ MARKASI YAPTI

Marka ismimiz ise aslında İç Anadolu bölgesinin şivesidir. Biliyorsunuz bizim bölgenin insanı birazda hızlı konuştuğu için farklı bir şive kullanır. Bizim bu bölgelerde Çorum, Amasya, Tokat, Yozgat, Sivas gibi bölgelerde hızlı konuşurken K’ları G olarak konuşurlar. Kolonya yerine ‘Golonya’ derler. Bizim ilk çıkış noktamızda bu oldu. Biz şunu fark ettik. Türkiye’nin hemen hemen her yerinde Kolonya yerine Golonya olarak konuşulduğunu gördük. Bu söyleme Egelisi de Trakyalısı da sahip çıktı. Bizde doğru bir marka konumlandırması yaptığımız için mutlu olduk.”

 

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: