Cumhurbaşkanı Erdoğan TBMM'de Konuştu: Türkiye Cumhuriyeti Hiçbir Güç Karşısında Diz Çökmez

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hiçbir dünyevi güç karşısında diz çökmez, boyun eğmez, taviz vermez ve egemenliğini asla pazarlık konusu yapmaz. Her sorunu çözer, her oyunu bozarız." dedi.

01 Eki 2025 - 18:44 YAYINLANMA
Cumhurbaşkanı Erdoğan TBMM'de Konuştu: Türkiye Cumhuriyeti Hiçbir Güç Karşısında Diz Çökmez

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Her oyunu bozarız!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hiçbir dünyevi güç karşısında diz çökmez, boyun eğmez, taviz vermez ve egemenliğini asla pazarlık konusu yapmaz. Her sorunu çözer, her oyunu bozarız." dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi yeni yasama yılına başlıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Özel Oturum'da açıklamalarda bulundu. 

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

Aziz milletim, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 4. yasama yılında sizleri muhabbetle selamlıyorum. Meclisimizin yeni yasama yılının ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

Meclisi'nin 28. dönem 4. yasama yılının açılışında sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Konuşmamın başında bir hissiyatımızı sizlerle paylaşmak istiyorum. Her meclis açılışında, yeni yasama yılının ilk gününde, bundan 105 yıl önceki o heyecanı, o tarifsiz gururu hepimiz yaşıyoruz. Halkın doğrudan oylarıyla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olarak ben de bu kürsüde, yani milletin kürsüsünde, sizinle aynı heyecanı tadıyor, sizlerin gururuna ortak olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum.

Meclisimizin yeni yasama yılının, milletvekillerimiz, ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Kuruluşundan itibaren bu yüce çatı altında görev yapmış, ülkesine ve milletine samimiyetle hizmet etmiş ama artık aramızda olmayan tüm milletvekillerimizi rahmetle anıyorum.

1 Ekim 2024’te başlayan ve 21 Temmuz 2025’te sona eren 28. dönem 3. yasama yılı, ülkemizde, bölgemizde ve dünyada tarihi gelişmelerin vuku bulduğu bir dönemde yoğun bir çalışma takvimine sahne oldu. Meclisimiz, gerek yasama ve komisyon, gerekse parlamenter diplomasi alanındaki faaliyetleri ile milletimizin iradesini en güzel şekilde temsil etti. Bunun için Gazi Meclisimizin tüm mensuplarına, bu çatı altında görev yapan tüm personele, şahsım, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum.

Aynı şekilde, önümüzdeki yaklaşık 10 ay boyunca, teklifleriyle, önergeleriyle, yapıcı tenkitleriyle, ufuk açıcı değerlendirmeleriyle siyasetin kalitesini artıran fikirleriyle yasama faaliyetlerine katkı sunacak her bir parlamenterimize, siyasi parti ayrımı yapmaksızın, şimdiden minnettarlığımızı iletiyorum.

"ASIL OLAN, TÜRKİYE CUMHURİYETİ'Nİ İLELEBET MESUT,

MUVAFFAK VE MUZAFFER KILABİLMEKTİR"

Milli egemenliğin temsil ve tecelli makamı olan Türkiye Büyük Millet Meclisimizin 4. ve sonraki yasama yıllarında da aynı ruh, aynı kararlılık ve elbette aynı fedakârlıkla çalışacağına yürekten inanıyorum. Her zaman söylediğimiz gibi, asıl olan milletin ve memleketin esenliğidir, huzurudur. Bu aziz millete hayırlı hizmetler ve eserler kazandırabilmektir. Asıl olan, vatandaşı olmaktan şeref duyduğumuz Türkiye Cumhuriyeti'ni ilelebet mesut, muvaffak ve muzaffer kılabilmektir. Asıl olan, Türkiye Yüzyılı hedeflerimizi kuvveden fiile çıkarmak için canla başta çalışmak, gecesini gündüzüne katabilmektir.

Bu mücadele, iktidar ve ittifak olarak sadece bizim görevimiz değildir. Şu anda Yüce Meclis'in Genel Kurul salonunda, milletimizin tensipleri ile bulunan her bir milletvekilimizin de asli vazifesidir.

"MEMLEKETİN HAK HUKUKUNU SAVUNMADA BERABERİZ"

Millete ve memlekete hizmet yolunda hepimiz biriz, beraberiz. Büyük ve güçlü Türkiye ülkesine giden yolda hepimiz biriz, beraberiz. Milletimizin hak ve hukukunun savunulmasında hepimiz beraberiz. Uğruna nice bedeller ödediğimiz demokrasimizin yüceltilmesinde hepimiz beraberiz. Vatanımız, bayrağımız, mukaddes değerlerimizde, özellikle Cumhuriyetimizin muhafaza ve müdafaasında aynı şekilde hepimiz biriz ve beraberiz.

Bakınız, bu kader birlikteliğimiz, top seslerinin Polatlı'dan yankılandığı günlerde de böyleydi. Bugün de değişen hiçbir şey yoktur. Siyasetin farklı kulvarlarında rekabet halinde olsak da, söz konusu Türkiye olduğunda herkesin ortak bir paydada buluşma erdemi göstermesi hem millete karşı sorumluluğumuzun hem de milli menfaatlerimizin gereğidir. Mesele Türkiye ise gerisi teferruattır.

Mücadeleyi zaferle taçlandırarak milletimizi bağımsızlığına kavuştururken, 105 sene boyunca da kalkınma ve demokratikleşme mücadelemizin mihmandarlığını yürütmüştür. Şu hakikati bugün bir kez daha vurgulamak arzusundayım: 105 yıldır milli iradenin egemenliği ilkesi başta olmak üzere, milletimizin hak ve hürriyetler alanında elde ettiği sayısız kazanımların altında Yüce Meclis'in mümtaz üyelerinin imzası, emeği, alın teri ve hiç tavsamayan mücadelesi vardır.

15 Temmuz gecesi, savaş uçaklarının sonik patlamalarına ve tepesine yağan bombalara rağmen milletin emanetine korkusuzca sahip çıkan Meclisimiz ikinci defa gazilikle müşerref olmuştur. İstiklal Harbi'nde 7 düvele direnerek tarihe geçen bu yüce çatı, tam da kendisine yakışır bir cesaretle 15 Temmuz darbe girişimini püskürterek adını dünya parlamentoları içinde müstesna bir yere onurla yazdırmıştır.

Bugün burada, milleti temsil görevini şanla, şerefle ve büyük bir mesuliyet duygusuyla yerine getiren tüm milletvekillerimizin 15 Temmuz ruhunu her daim ihya edeceklerine inancım sonsuzdur.

Bu vesileyle, Malazgirt'teki ilk akınlardan İstanbul'un fethine, Kurtuluş Savaşı'ndan 15 Temmuz destanına, istiklal ve istikbalimiz uğruna canlarını feda eden tüm şehit ve gazilerimizi rahmetle yad ediyorum. Hepsinin ruhları şad, kabirleri nur, makamları cennet olsun diyorum.

"GAZZE VE FİLİSTİN DİPLOMASİSİ MECLİSİMİZİN BAŞARISIDIR"

Gazze'de ve Filistin'in diğer bölgelerinde 2 yıldır sürdürdüğü soykırıma, bölgede estirdiği devlet terörüne en güçlü tepki, 86 milyon vatandaşımızın temsil edildiği bu koltuklardan yükseldi. Gazze'deki toplu kıyıma özellikle karşı sergilediği tavizsiz tavırla, milletimizin vicdanına tercüman olan Meclisimiz, yayınladığı 7 ortak bildiri ile farkını ortaya koymuştur.

Özellikle Genel Kurul tarafından 29 Ağustos'ta kabul edilen, İsrail'in Filistin halkına yaptığı soykırım hakkında tezkere, zulme göz yumanlar ve gaflet çukurunda boğulanlar için çok güçlü bir mesaj teşkil etmiştir. Filistin'i destekleyen parlamentolar grubu bünyesindeki çalışmalar da, Gazze ve Filistin diplomasisi bağlamında Meclisimizin bir diğer başarısıdır. 

Filistinli mazlumlarla dayanışma sergileyen siyasi partilerimize ve değerli milletvekillerimize kalpten teşekkür ediyorum. Rabbim hepinizden razı olsun.

"İLK KIBLEMİZ KUDÜS-Ü ŞERİF'İN HAKKINI

KORKUSUZCA SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ"

Değerli milletvekilleri, biz de geçen hafta katıldığımız Birleşmiş Milletler 80. Genel Kurulu başta olmak üzere, her platformda Filistin davasının gür sesi olduk. Şahsımızı, hükümetimizi ve ülkemizi hedef alan karalama kampanyaları karşısında izzetli duruşumuzu en güçlü şekilde muhafaza ettik.

Dünyanın en modern silahlarıyla topraklarına saldıran işgal kuvvetlerine kahramanca direnen Gazze'nin yiğit evlatlarını asla yalnız bırakmadık. Gazze'ye 102 bin tonu aşan insani yardım ulaştırarak, İsrail'le ticareti bundan 1,5 yıl önce tamamen keserek, Uluslararası Adalet Divanı'nda açılan soykırım davasına müdahil olarak, daha burada sayamayacağımız nice diplomatik, hukuki ve ekonomik adımla, Allah'a hamdolsun, Gazzeli kardeşlerimizin yanında dimdik durduk.

Türkiye'nin çabalarının en yakın şahidi Gazzeli kardeşlerimizdir. Filistin halkı, bizim kendileri için neler yaptığımızı, nasıl bir özveriyle gayret ettiğimizi çok ama çok iyi bilmektedir. Ancak buna rağmen, ülkemizin ve hükümetimizin bu konuda sicili hiç de parlak olmayan çevrelerden gelen haksız ve hadsiz eleştirilere maruz kaldığını görüyor. Bundan dolayı büyük üzüntü duyuyoruz.

Ne şahsımız ne de birlikte yol yürüdüğümüz arkadaşlarımız, birileri gibi Filistin davasıyla 2 yıl önce tanışmadık. Biz bu davaya ömrümüzü adadık. Allah izin verirse son nefesimize kadar da Filistin'in ve ilk kıblemiz Kudüs-ü Şerif'in hakkını korkusuzca savunmaya devam edeceğiz. İnşallah tarih Gazze'deki bu omurgalı duruşumuz sebebiyle Türkiye Cumhuriyeti'ni şahının vicdan abidesi olarak altın harflerle yazacaktır.

"GAZZE KAN, GÖZYAŞI VE YIKIMA DOYMUŞTUR,

BU UTANÇ SON BULMALIDIR"

Burada şunun da özellikle bilinmesini isterim: Amerikan Başkanı Sayın Trump’la gerçekleştirdiğimiz görüşmede de Gazze’de akan kanın durdurulması gündemimizin ilk sırasındaydı. Bu konuda tekliflerimizi yaptık, çıkış yollarını gösterdik, kalıcı barış için nelere ihtiyaç duyulduğunu çok net biçimde ortaya koyduk.

Bizim ilkemiz şudur: Savaşın kazananı, adil bir barışın kaybedeni olmaz. Filistinli kardeşlerimiz, onurlu mücadeleleriyle barışı ve huzuru dünyada en fazla hak eden millettir. Hak ettikleri o kalıcı barış ortamıyla Filistinlileri buluşturmak, önce İslam dünyasının sonra da uluslararası toplumun Gazze’ye borcudur.

Gazze kan, gözyaşı ve yıkıma artık doymuştur. Bu utanç bir an önce son bulmalıdır. Biz tek bir masumun daha hayattan koparılmasını, tek bir çocuğun daha açlıktan ölmesini, Gazze’ye tek bir bombanın daha düşmesini istemiyoruz.

Türkiye olarak bunun için çalışmaya tüm gücümüzle devam edeceğiz. 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen, toprak bütünlüğüne sahip bir Filistin devleti kuruluncaya kadar inşallah mücadelemiz sürecek.

Yaşanan onca acıya, oluk oluk akıtılan onca masum kanına rağmen umudumuzu muhafaza ediyoruz. Nasıl ki 14 yıllık karanlığın ardından Suriye’nin özgürlüğüne kavuştuğunu görmeyi Rabbim bizlere nasip ettiyse, inşallah nehirden denize barışın, huzurun ve güvenliğin hâkim olduğu güzel günleri de göreceğimize tüm kalbimle inanıyorum.

Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimize de buradan dayanışma mesajlarımızı gönderiyor, her zaman yanlarında olan Türkiye’nin inşallah bundan sonra da yanlarında olmaya devam edeceğini önemle ifade ediyorum.

Değerli milletvekilleri, geçen yıl tam bu vakitte, yeni yasama dönemi başlangıcında bu kürsüde iç cephemizin tahkimine dikkat çekmiş, topluma örnek olacak şekilde Meclisimizin iktidar ve muhalefetiyle uyum, ittifak, uzlaşı, karşılıklı saygı çerçevesinde çalışması temennilerimi dile getirmiştim.

BAHÇELİ'YE TEŞEKKÜR

Aynı gün Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, gerek Meclis Genel Kurulu’nda nazik tavrıyla, gerekse Meclis dışında yaptığı ufuk açıcı beyanatlarıyla iktidar ve muhalefetiyle terörsüz bir Türkiye’nin inşası için düşüncelerini paylaştı. Geride bıraktığımız bir yıl içinde terörsüz Türkiye hedefimize yönelik tarihi nitelikte adımlar atıldı, önemli mesafeler alındı. Bu vesileyle, engin siyasi tecrübesi, birikimi ve dirayetiyle terörsüz Türkiye idealimizin mimarlarından olan Sayın Devlet Bahçeli’ye bir kez de huzurlarınızda ülkem ve milletim adına teşekkürlerimi ifade ediyorum.

DEM PARTİ HEYETİNE TEŞEKKÜR

Aynı şekilde, bu bir yıllık süreçte yapıcı duruş ve çabalarıyla Türkiye’nin terörden arındırılması yolunda önemli katkılar vermiş olan DEM Parti heyetine ve yönetimine de şükranlarımı sunuyorum. Son nefesine kadar terör duvarının yıkılması, milletimizin her karışında barış ve kardeşliğin egemen olması için ter döken İstanbul Milletvekili Sayın Sırrı Süreyya Önder’i de burada rahmetle anıyorum.

Geride bıraktığımız bir yıl içinde terör örgütü saldırılarını durdurmuş, kendisini feshettiğini açıklamış, sembolik bir törenle silahlarını yakmıştır. 1984’ten bu yana hem on binlerce can kaybına hem de 2 trilyon dolarlık ekonomik kayba yol açan terör belası böylece bitme noktasına gelmiştir. Sürecin son derece hassas olduğunun farkındayız, ancak en başından itibaren olumlu bakıyoruz, olumlu bakmak için çaba sarf ediyoruz.

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: