3500 Yıllık Gastronomi Anadolu Mutfağına Damga Vurmuş

Zengin bir mutfak kültürüne sahip olan Anadolu mutfağının geçmişten günümüze geçirdiği evreler ve Türk mutfağının köklerini oluşturan tarihsel zenginliğe dikkat çeken 28 yıllık radyocu ve Umut Radyo Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Çınar, bu konuda çarpıcı açıklamalarda bulundu.

24 Ağu 2024 - 14:29 YAYINLANMA
3500 Yıllık Gastronomi Anadolu Mutfağına Damga Vurmuş
 

3500 Yıllık Gastronomi

Anadolu Mutfağına Damga Vurmuş

Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinde kişilerin gereksinimleri kuramında en başta gelen temel ihtiyaçlar arasında yer alan yeme içme kültürü kadim bir medeniyet olan Anadolu da dünyanın en büyük gastronomi zenginliğini de ortaya çıkarmış.

Zengin bir mutfak kültürüne sahip olan Anadolu mutfağının geçmişten günümüze geçirdiği evreler ve Türk mutfağının köklerini oluşturan tarihsel zenginliğe dikkat çeken 28 yıllık radyocu ve Umut Radyo Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Çınar, bu konuda çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Uygarlıkların yeme-içme alışkanlıklarının onların yaşam kültürüne dair çok önemli ipuçları verdiğini kaydeden Uğur Çınar, sadece Anadolu’nun zengin gastronomi değerlerine değil, bu topraklarda yaşam bulan kadın erkek eşitliği, inanç özgürlüğü ve Anadolu erenlerine kadar dünya medeniyetine ev sahipliği yapmış bir kentin tarihsel süreciyle de ilgili önemli açıklamalarda bulunuyor.

3500 yıl önce yaşamış bu topraklarda hüküm sürmüş olan Anadolu da uygarlıklar tarihine altın harflerle ismini yazdırmış Hititlerin nasıl beslendiğini ve nasıl yaşadığını turizm alanında onların mutfağını tanıyarak öğrenebiliriz” diyen Uğur Çınar sözlerini şöyle sürdürüyor:

ANADOLU MUTFAĞININ TEMELİ

HİTİT MEDENİYETİNE DAYANIR

“Bugünkü Anadolu mutfağının tarihsel geçmişine baktığımızda karşımıza Hitit mutfağı çıkmaktadır. Buradan şunu anlıyoruz Baklagiller ile yapılan yemeklerin temelinde tarım var. Hititler döneminde de tarım toplumunu görüyoruz ve tarım önemli bir gelir kaynağıdır. Yine o dönem dünyanın ve Anadolu’nun ilk barajı Hitit barajıdır. Buda bize o dönem sulu tarımın yapıldığının en önemli göstergesidir. Bütün bunları ne yazık ki bugün Çorum bilmiyor, Türkiye bilmiyor, dünya bilmiyor.

BU TOPRAKLAR ÇOK ÖNEMLİ

UYGARLIKLARIN BEŞİĞİ OLMUŞ

Hititler bu topraklarda yüzlerce yıl hüküm sürmüş. Çorum bölgesi olarak çok önemli uygarlıkların beşiği olan topraklarda yaşıyoruz. Bu nedenle gastronomi açısından bakarsak Hitit Mutfağı bugünkü beslenme kaynaklarımızın geleneksel yemeklerimizin ilkel hali diyebiliriz. Anadolu mutfağının temeli Hitit medeniyetine dayanıyor.

3500 YIL ÖNCE BU TOPRAKLAR DA

TARIM VE ARICILIK YAPILMIŞ

Hitit Mutfağını tanırken biz ‘Ballı Ekmek’ yaptıklarını öğrendik. Ekmeğin hammaddesi nedir? Ekmeğin hammaddesi buğday ve Undur. Balın hammaddesi ise Arı’dır. Dikkat ederseniz 3500 yıl öncesinden bahsediyoruz. Bundan 3500 yıl öncesinden bal ve ekmekten bahsediyoruz. 3500 yıl önce Hititler arıcılığı koruyan kanunlar çıkarmışlar. Arıcılığa zarar verenlerin cezasının idam olduğu bir medeniyet hüküm sürmüş bu topraklarda. Dünya da arıcılığın memleketinin Güney Amerika, Avrupa, Kafkaslar veya Afrika olmadığını; Anadolu olduğunu öğreniyoruz.

MEDENİYET ANADOLU DA ŞEKİLLENDİ

İnsanoğlu için tarımla birlikte modernleşme başlıyor. Baktığımızda bin yıllar öncesinde Hititler tarımla uğraşıyor. Anadolu dünyanın tarım ambarı olmuş. Medeniyet Anadolu’da şekillendi. Bunları şunun için anlatıyorum. Biz dünyaya Hititleri anlatalım derken, Çorum da yaşayan insanlar bundan habersiz.

3500 YIL ÖNCE KADIN BU

TOPRAKLARDA EŞİT VE ÖZGÜR OLDU

Hititler insanlık tarihine de önemli kazanımlar sağlamıştır. Mesela yeryüzünde bütün insanlığın bugünde ihtiyaç duyduğu nedir? İnsanlığın ihtiyacı barış içinde yaşamaktır. Bu topraklarda dünyadaki ilk barış antlaşması imzalanmıştır. Mısırlılarla Hititler arasında tarihe ‘Kadeş’ diye geçen bu antlaşma aynı zamanda tarihte ki ilk yazılı antlaşmadır. Bu antlaşmanın birçok boyutu vardır. Hitit Kralı ve yanında da kraliçe Puduhepa vardır. Bu antlaşma Mısır Kralı ile birlikte Hitit Kralı ve kraliçesinin 3’lü imzası ile yapılıyor. Bu o zaman kadına verilen önemi gösteriyor. Ne Batı medeniyeti ne Doğu medeniyeti dünya da uygarlıklar tarihinde ilk kez Puduhepa uluslararası bir antlaşamaya imza koyuyor. Bu bize kadın hak ve özgürlükler mücadelesini gösteriyor. Düşünün bundan 3500 yıl önce bu topraklarda Kadın Hitit Kralının yanında ve onunla aynı eşit haklara sahiptir.  Dünya da nasıl ki Mısır Kral ve Kraliçeleri dünya da nasıl tanındıysa, Puduhepa gibi özgürlük simgesi kraliçelerimizi de dünya ya tanıtabiliriz.

BU TOPRAKLAR İNANÇ

ÖZGÜRLÜĞÜNÜN SİMGESİDİR

Yüz yıllar değil, bin yıllar önce Hititler kadın ve erkek eşitliğine önem veren kanunlar çıkartmışlar. Adaleti egemen kılmışlar ve yüz yıllarca bu topraklarda egemen kalmışlar. Bin tanrılı bir medeniyet kurmuşlar. Çünkü o dönem ele geçirdikleri topraklarda çok tanrılı inançların hiçbirine dokunmamışlar. Hatta onların tanrılarını başkent Hattuşaş’a getiriyorlar ve burada korumaya, muhafaza altına alıyorlar. O yüzden de bu topraklara bin tanrılı şehir diyorlar bu topraklara. Yani burada inançlara saygı var. Kimsenin inancına karışmıyorlar.

Burada ne görüyoruz? Kadın erkek eşitliği, inançlara saygı, dünya barışına olan katkısı ve tarım alanında gelinen noktayı görüyoruz.

İNAÇ TURİZMİNDE ÇORUM’UN

ÖNEMİ BİLİNMİYOR

İnanç turizminden bahsettik Eshâb-ı Kirâm’dan sahabelerin de bu toprakları şereflendirdiğini biliyoruz. Eshâb-ı Kirâm’dan sahabelerin bu topraklarda olması Çorum’un gururudur. İnanç Turizminde Çorum’un önemi yeterince bilinmiyor. Diğer taraftan Selçukluların 1071’de bu topraklara geldiğini biliyoruz. Bugün Türkçe’nin ve İslam dininin bu topraklarda benimsenmesi ve Türk dilinin kullanılmasına gönül erleri öncülük etmiştir. Yani kaynaklarda Çorum ve çevresinde yaşanan bir savaş yok.

RUM TOPRAKLARININ İRŞADINI

GÖNÜL ERLERİMİZ YAPMIŞTIR

Tıpkı biz Balkanlar da Bulgaristan, eski adıyla Yugoslavya, Arnavutluk ve Yunanistan gibi o coğrafyayı önce gönül erleri ile gönülleri kazanarak fethettik. Sonrasında Evlad-ı Fatihan gitmiş oraya. Anadolu da Çorum ve çevresinde de bir gönül eri olan Koyun baba ile bu anlayış hakim kılınmıştır. Koyun babanın Osmancık’ta bir türbesi ve dergahı vardır. Koyun Baba dergahı aynı zamanda bir Bektaşi dergahıdır. Buranın kapısı 24 saat herkese açıktır. Burada açlar doyurulur. Küskünler barıştırılır. Halkın Müşkülatları çözülür. Örnek Türk-İslam yaşam modeli Koyun baba dergahında insanlara sunulur.  

Mesela yine Karadonlu Can Baba! Kendisi Oğuzlar ilçemizde meftundur. Can Baba da Hacı Bektaşi Velinin halifelerindendir. Hacı Bektaşi Veli Menâkıbnâmesin de kendisine diyor ki, ‘Ey Can Baba! Rum topraklarının irşad edilmesi için seni görevlendirdim’ der.

Yine Abdal Ata, Balım Sultan, Seydim Sultan, Elvan Çelebi, bunun gibi daha nice gönül erlerine ev sahipliği yapmış bir şehir Çorum.

Bahsettiğim bu gönül erlerinin hepsinin ayrı ayrı çok büyük ve önemli hikayeleri vardır. Bunlar bile Çorum’u tanıtmak için tek başına yeterlidir.  Çorum’un ele alınacak o kadar çok yönü var ki! Çünkü burası çok yönlü bir şehirdir.”

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: